28 Aralık 2008 Pazar

Sezeryan Dogum ve Bebek Emzirme

bebek-piskoloji.jpg

Sezaryen doğum yapan bayanlarda süt gelmesi gecikebilirken normal doğumda bebek, anne sütüyle anında tanışıyor. Normal doğum sonrası süt hormanları daha çabuk salgılandığın dandolayı anneler bebeklerini daha çabuk emzirebiliyor...

Bebek için hangi doğum yöntemi daha güvenli dir?

Bebek açısından olaya baktığınız zaman normal doğumun sezaryene göre bazı avantajları var. Çünkü normal doğumda, doğum kanalına girdiği andan itibaren bebeğin akciğerlerini geliştirici hormonlar daha fazla artıyor.

Bebekte "solunum takipnesi" veya "bebeğin doğumdan sonraki geçici takipnesi" dediğimiz olay normal doğumdan sonra daha az görülüyor. Sezaryenden sonra bu durum daha sık görülüyor. Olayın bebek açısından en kötü yanı bu.


Sezaryen doğumun, gerekli prosedürler yerine getirildiğinde anne için daha güvenilir olduğunu söyleyen Prof. Dr. Neşe Kavak, bebek içinse normal doğumun sezaryene göre avantajlarının bulunduğunu söylüyor.

Normal doğum sırasında bebeğin göğüs kafesine oluşan baskı, akciğerlerindeki sıvının çok büyük kısmının boşalmasına ve nefesini daha rahat almasına neden olurken sezaryende bu durum söz konusu olmadığından, sezaryenle doğan bebeklerde solunum sıkıntıları daha sık görülüyor. Yine normal doğumla doğan bebek, anne sütüyle çok daha erken tanışıyor. Çünkü sezaryenle doğum yapan kadınlarda süt gelmesi biraz gecikebiliyor.

Istanbul Marmara Üni. Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Dünya Gebelik Bilimi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, sezaryen ve normal doğumun bebeğe getirdiği avantaj ve dezavantajlarıyla ilgili sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor.


Emzirme önemlidir!


İkinci avantajı, normal doğumdan sonra süt hormonları daha çabuk geliyor. Ve anneler daha çabuk bebeklerini emzirebiliyorlar. Emzirme çok önemli. Bebeğin hemen annenin memesine verilmesi gerekiyor. Sezaryenden sonra ise süt gelme olayı biraz daha gecikebiliyor. Buna bağlı bazı zorluklar yaşabiliyoruz ama her zaman değil.

Sezaryen doğumda bebek neden erken alınıyor? Bunun bir sakıncası var mı?

Normalde gebelik haftası 40 haftadır. Sezaryenle doğum yapıldığında 39. haftada gebeliği bitiriyoruz. Bunun da istatistiki bir gerekçesi var. İstatistiki olarak 39. ve 40. haftalar arasında "bilinmeyen nedenle anne karnında ölüm" diye bir durum var. Açıklanamayan bir nedenle anne karnında bebek kaybı olabiliyor. Son bir haftada bebek ölüyor. İşte bu riske engel olalım diye sezaryenle doğum bir hafta öne çekiliyor. Nadir görülen bir durum ama biz bunun riskini almıyoruz.

Agiz kokusunu onleyin

1-Dişlerinizi ve dişetlerinizi koruyun
Diş çürükleri, diş eti iltihapları ağız kokusunun önemli nedenlerindendir. Ağız içi herhangi bir enfeksiyon bakteri üremesini artıracağı için daima ağız kokusuna neden olur. Bu nedenle diş hekimizin önerilerini mutlaka dinlemelisiniz.

2-Ağızda var olan protez ve köprüleri kontrol ettirin
Ağız içinde var olan eskimiş köprü ve protezle zamanla gıda birikmesine yol açacağından kötü kokulara neden olabilir. Bu durumlarda yenilenmesi gerekenleri değiştirmeli, eksik olan dişlerin yerleri için gerekli tedavileri yaptırmalısınız.

3-Sakız çiğneyin
Tükürük ağız kokusu ile savaşmanın en güçlü yoludur. İçinde yemek parçacıklarını yerinden söküp mideye gönderecek güçlü enzimler, güçlü bakteri öldürücü antibiyotikler vardır. Bu nedenle şeker gibi bazı hastalıklarda, pek çok ilacın yan etkisi olarak ortaya çıkan kuru ağızlar daima kötü kokuludur. Sabahları niçin ağzınızın kötü koktuğunu merak ediyorsanız yanıt buradadır; gece boyunca tükürük salgısı azalır ve ağzınızın içindeki yemek parçacıkları uzun süre burada durur. Bakteriler de onları afiyetle kullanır ve çürütür. Böylece sabahları ağzınız kötü kokabilir. Şekersiz sakız çiğnemek tükürük salgınızı artırarak ağız temizliğinize yardımcı olur. Nane şekerleri ve tatlı sakızlar genellikle işe yaramaz ve durumu daha da kötüleştirir. Ancak xylitol içeren sakızlar da bu konuda size yardımcı olabilir.

4-Tarçın kullanın
İçeceklerinizde ve uygun yiyeceklerinizde tarçın kullanabilirsiniz. Tarçın ağız içi bakterilerle mücadelede önemli bir silahtır. Eğer varsa tarçınlı şekersiz sakızlar da uygun bir öneri olabilir.

5-Daha fazla su için
Özellikle yaşla artan vücut kuruması pek çok yönden dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Çok su içmek onlarca diğer yararının yanında dilinizin kurumasını da önleyerek ağız kokusu ile mücadelede önemli bir silah olarak kullanılabilir. Su ağız içindeki bakterilerin minimumda tutulması için direk yardımcıdır. Ayrıca tükürük salgısını artırarak da yardımcı olur.

6-Asla burnunuz tıkalı uyumayın
Sinüzit gibi hava yolu rahatsızlıkları ve burun tıkanmasına neden olan diğer durumlar geceleri ağızdan nefes almamıza neden olur. Bu durum ağzı ve boğazı kurutarak bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturur. Azalan tükürük salgısı durumu daha kötü hale getirir. Bu nedenle kesinlikle burnunuz tıkalı uyumamalısınız.

7-Basit şeker tüketiminizi azaltın
Beyaz un, beyaz şeker, glukoz/fruktoz şurubu ile tatlandırılmış tüm hazır gıdalar ağız içindeki bakteriler için inanılmaz bir hazinedir. Bu tür şekerleri çok kolay kullanarak hızla çoğalırlar. Basit şekerler (atıştırmalık tüm şekerli gıdalarda olduğu gibi) diş çürüklerine neden olur ve ağız sağlığını büyük bir süratle bozarlar. Bu nedenle basit şeker tüketiminizi azaltmalısınız. Bu da su içmek gibi size onlarca yararın yanında ağız kokunuzun azalmasına da yardım edecektir.

8-Lokmaları iyi çiğneyin
Bu sayede yiyeceklerle tükürük salgısı iyice karışır ve ağızda yemek parçası kalma olasılığı düşer. Daha çok çiğneme hareketi daha çok bakterinin yerinden koparak mideye gitmesine yardımcı olur.

9-Diş ipi kullanın
Diş ipi sayesinde fırçanın çıkaramadığı yerlerdeki bakteri ve yemek artıklarını sökebilirsiniz. Özellikle diş gövdeleri arasındaki dar bölgelerde biriken yemek artıkları hızlı bakteri çoğalmasına neden olabilir.

10-Sigara içmeyin
Sigara içmek ağız kuruluğuna neden olduğundan ağız kokusuna sebep olur. Ayrıca diğer bir ağız kokusu nedeni olan diş eti hastalıklarına da zemin hazırlar.

En iyi zayiflama yontemleri Diyet Rejim

Diyet

Çiğ gıda diyeti

• Pişen yemeklerin besin değerinin öldüğünü savunarak gıdaların çiğ tüketilmesi prensibine dayanıyor.

• Örnek gıdalar: Suşi (Japon usulü çiğ balık), tütsülenmiş et, çiğ sebze ve meyve.

Makrobiyotik diyet

• Yüksek lif oranına ve düşük yağ miktarına sahip yemeklerle beslenmeyi öngörüyor. Vejetaryenler tarafından uygulanıyor.

• Örnek gıdalar: Sayo eti, fasulye, fındık, kepekli pirinç, sebze ve meyve.

Makrobiyotik 'te 4 altın kural

1. Sadece karnınız açken yiyin ve bir lokmayı en az 50 kez çiğneyerek yutun.

2. Günlük aldığınız gıdaların yüzde 10'u çorba, yüzde 30'u sebze, yüzde 10'u fasulye ve yüzde 50'si tahıl olmalıdır. Tüm bunların yanında meyve ve bir avuç fındık yemeniz gerekiyor.

3. Bol bol yeşil çay için. Bu sindirim sistemini hızlandırır.

4. Diyetinizi yoga ile destekleyin, böylece en iyi sonuçları alacaksınız.

Organik diyet

• Tatlandırıcı, katkı maddesi, hormon ve tarım ilaçları olmadan üretilen sağlıklı tarım ürünleri ile beslenmeyi hedefliyor.

• Örnek gıdalar: Hormonsuz süt, köy yumurtası, kepekli tahıllar, tarım ilacı kullanılmadan üretilen sebze ve meyve.

Glisemik endeks diyeti

• Karbonhidrat tüketimine dikkat ederek, kan şekerini sabit tutmayı hedefler. Genellikle şeker hastaları tarafından uygulanıyor.

• Örnek gıdalar: Arpa, çavdar ve kepekli buğday ile düşük karbonhidratlı sebzeler.

Karpuz değil elma

• Düşük Glisemik İndeks Diyeti (DGİD) yeni bir yaklaşımın ürünüdür. Bizim önerimiz, günlük kalori kısıtlamasını yaparken, yağlardan gelen kalorileri azaltmak yanında karbonhidratlarda da azaltma sağlamanız ve glisemik indeksi yüksek karbonhidratlardan uzak bir beslenme tarzını özenle sürdürmeniz.

• Böyle bir diyet ekonomik ve kalıcı bir kilo kontrolü sağlar, mantıklı ve pratiktir. Bu diyette yapacağınız tek şey; toplam kalori kısıtlamasını sürdürüp yağdan gelen kalorileri en aza indirirken ( yüzde 30), beraberinde glisemik indeksi yüksek karbonhidratları çok sınırlı bir şekilde tüketmektir.

• Herhangi bir kalori planlamasını yaparken siz 50 kalorilik bir meyve hakkınızı, elmadan değil de muzdan ya da karpuzdan yana kullanırsanız glisemik indeksi daha yüksek olan muz ve karpuz ile daha fazla ensülin salgılatacağınızı ve yüksek bir ensülin seviyesine sahip olacağınızı bilmelisiniz.

• Kilo kontrolünüzün yüksek ensülin seviyelerinde pek mümkün olmayacağını öğrenirseniz daha başarılı ve kalıcı bir kilo yönetimi sağlarsınız.

• Bunu yaparken yeterince sıvı almanız, hiçbir zaman öğün atlamamanız, porsiyon büyüklüklerine dikkat etmeniz, akşam 20.00'den sonra yemek yememeniz, geç saatlerde tüketilen besinlerin ensülin düzeyinizi ciddi düzeyde arttırıp yağ depolamanızı tetikleyeceğini hatırlamanız gerekmektedir.

• Sağlıklı beslenme ve kilo vermeye ilgili tüm doğru alışkanlıkları sürdürmeniz diyet yaparken de, sonrasında da zorunludur.

Sonoma diyeti

• Asya ve Akdeniz mutfağının karışımından oluşuyor.

• Örnek gıdalar: Yağsız et, peynir, badem, dolmalık biber, zeytin, brokoli, üzüm, zeytinyağı, çilek, domates, tahıl, her türlü deniz ürünü ve kırmızı şarap.

Nasıl uygulanıyor?

Bu diyet üç aşamadan oluşuyor.

Birinci bölüm: 10 gün sürüyor. Muz gibi tatlıyı hatırlatan meyveler yasak. Günde sadece bir bardak süt içebilirsiniz (yağsız). Nişastalı sebzeler ya da tam tahıllar (Mısır, patates, pirinç, pişmiş havuç, ekmek, kahvaltılık gevrekler) ve alkol ilk hafta yasaklar listesinde. Kadınlar için limit 1200 erkekler için 1400 kalori.

İkinci aşama: İstediğiniz kiloya gelene kadar devam ediyor. Günde bir bardak şarap içebilirsiniz. Birinci aşamada yasak olan sebze ve meyvelerden günde bir porsiyon yiyebilirsiniz. Kalori limiti kadınlar için 1500, erkekler için 1800.

Üçüncü aşama: Kilo verdikten sonra da yaşlanmayı geciktirmek için sağlıklı beslenmeye devam etmeniz gerekiyor.

Yasaklar: Hayvansal gıdalar, öğünler arası atıştırmalar, meyve suyu, kurutulmuş meyve… Şeker, ekmek, kurabiye, kraker, pirinç, peynir, katı yağ, reçel, dondurma ve hamur işleri de yasak. Sabah kahvaltısında küçük, öğlen ve akşam yemeğinde ise orta boy tabak kullanın. Bu rejimde, diyet ürünler kullanılmıyor.

Jenny Graig diyeti

• İngiltere'de çığır açan beslenme uzmanı Jenny Graig tarafından geliştirildi.

• Örnek gıdalar: Tavuklu makarna, taze sebze-meyve, her türlü sebze çorbası.

Nutri sistem diyeti

• Düşük karbonhidratlı, yüksek protein ve lifli gıdalardan oluşan bir diyet programı.

• Örnek gıdalar: Tarçınlı yulaf yemeği, kremalı brokoli çorbası, ızgara biftek.

South beach diyeti

• Amacı kişiye gıdaların beslenme değerlerini ve uygun porsiyonları öğretmek. Bu yüzden diyet programı, ilk önce düşük karbondidrat ve bol sebze ile başlıyor. İki hafta sonra çikolata ve makarna gibi bol karbonhidratlı gıdalara geçiliyor.

• Örnek gıdalar: 1'inci aşama: Sebze, yumurta, peynir, fındık, balık. 2'nci aşama: Mısır gevreği, patates ve ev yapımı ekmek.

Bölgesel diyet

• Amacı hormon dengesini sağlayarak, vücudun insülün dengesini korumak. Bunun için yüzde 40 karbonhidrat, yüzde 30 yağ, yüzde 30 protein tüketilmesini öngörüyor.

• Örnek gıdalar: Herhangi bir sınırlama bulunmuyor.

Tartı diyeti

• Amaç zayıflamak isteyen kişinin kilosunu belirli bir düzeyde tutmak. Kilo vermek isteyenler için iki farklı seçenek bulunuyor. Birinci seçenekte sadece besleyici değeri olan gıdalar tüketiliyor. İkincisinde ise tüm gıdaları küçük porsiyonlar halinde tüketilmesi öneriliyor.

kolundan penis yapildi erkek oldu

Ergenlikten bu yana erkek duyguları hissettiği için Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde 10 saat süren ameliyatın ardından kolundan alınan parçayla erkek cinsel organı yapılan 24 yaşındaki A.Ö, 20 günlük tedavinin ardından taburcu edildi.

KOÜ Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melih Çulha, A.Ö'nün 2006 yılında tedavi amacıyla üroloji polikliniğine başvurarak, ergenlik döneminden sonra kendinde erkek duyguları hissettiğini, ameliyatla erkek olmayı istediğini söylediğini belirtti.

Tetkikler ve muayene sonucunda A.Ö'de fiziksel bozukluğa rastlamadıklarını ancak Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nca yapılan tetkiklerde kendisine, karşı cinsin duygularını hissetmesi anlamına gelen “cinsel kimlik bozukluğu” tanısı konulduğunu ifade eden Çulha, “Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nın, bu bozukluğunun psikiyatrik olarak tedavi edilemeyeceği, erkek kimliğine dönüşmesi için cerrahi müdahale gerektiği konusunda rapor düzenlemesinin ardından A.Ö, geçen yıl kimliğini değiştirmek için mahkemeye başvurdu. Ardından A.Ö'ye erkeklik hormonu tedavisine başladık” dedi.

10 SAAT SÜREN AMELİYATLA ERKEK CİNSEL ORGANI YAPILDI

Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cenk Şen'in cerrahi müdahaleyle A.Ö'nün göğüslerini erkek göğüs tipine dönüştürdüğünü, daha sonra A.Ö'nün talebi doğrultusunda erkek cinsel organı için hazırlık yaptıklarını belirten Çulha, Doç. Dr. Şen ve ekibinin de katıldığı 10 saat süren ameliyatla A.Ö'nün kadın cinsel organını kapattıklarını, sol kolundan aldıkları parçayı sıkılaştırıp damarlar ve sinirlerle birleştirilerek erkek cinsel organı ve erkek tipi idrar yolu yaptıklarını ifade etti.

“KOMPLİKASYON YOK”

Ameliyatın başarılı geçtiğini, A.Ö'nün tedavisinin ameliyatın ardından 20 gün boyunca hastanede sürdürüldüğünü bildiren Prof. Dr. Çulha, “Ameliyatla ilgili herhangi bir komplikasyon yok. A.Ö'nün psikolojisi her geçen gün daha iyiye gitti, kendini eskisinden çok daha iyi hissettiğini söyledi. Biz de hem kendisinin hem de kız arkadaşının gayet mutlu olduğunu gözlemledik. Tedavisi şu an için tamamlandı ve kendisini taburcu ettik” dedi.


Prof. Dr. Çulha, erkeklik organının fonksiyon görmesi ve yumurtalıkların yapılması amacıyla A.Ö'ye iki cerrahi operasyon daha uygulayacaklarını, bunun için yasa gereği A.Ö'nün pembe kimliğini ve adını değiştirmek amacıyla Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesine yaptığı başvurunun sonuçlanmasını beklediklerini bildirdi.

Mahkemenin başvuruyu kısa sürede karara bağlayacağını tahmin ettiklerini belirten Çulha, “Kararın ardından biz de söz konusu iki ameliyatı 6 ay ile 1 yıl içinde yapacağız. Erkeklik organının fonksiyon görmesi ve yumurtalıklar için protez kullanacağız” diye konuştu.

Çulha, her iki ameliyat için toplam 4 bin avro tutarında cerrahi malzemeye ihtiyaç duyulduğunu, A.Ö'nün parayı karşılayacak maddi güce sahip olmadığını sözlerine ekledi.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Estetik Cerrahi Ucretleri

Adana ‘dan 42 yaşındaki bir adamın, Estetik-Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Nazım Durak’a başvurarak, “Doktor, karımı estetikle baştan aşağı değiştir. Annemin yüzünden boşandık. Anneme onu yeni bir kadın diye tanıştıracağım” demesi, estetik müdahaleleri bir kez daha gündeme getirdi.

Estetik

Formsante dergisi de kişiyi tepeden tırnağa yenilemenin ücreti ni araştırdı ve ortalama bir sonuca vardı: Baştan yaratılmanın fiyatı 20 bin dolar civarında…

HANGİ OPERASYON KAÇA YAPILIYOR

Alın germe: 3000-5000 YTL
Burun estetiği: 2500-8500 YTL
Endoskopik yüz germe: 3500-15000 YTL
Dudak büyütme: 500-1500 YTL
Çene estetiği: 1500-3500 YTL
Saç ekme: 1500-3500 YTL
Göz estetiği: 1500-5500 YTL
Kepçekulak düzeltme: 1500-3500 YTL
Yağ enjeksiyonuyla yüz dolgunlaştırma: 1800-5500 YTL
Boyun germe: 3500-8000 YTL
Lazerle leke silme: 1000-3000 YTL
Popo kaldırma: 3000-7000 YTL
Liposuction: 2000-10000 YTL
Meme büyütme, dikleştirme: 3500-8000 YTL
Karın germe: 3000-10000 YTL
Minimum toplam: 33.300 YTL (Yaklaşık 22 bin dolar)

Penis Buyutme Penis Buyutucu Operasyon

Estetik plastik cerrah Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, sekiz yıldır erkeklerin yüzünü güldürüyor. Penis büyütme operasyonlarıyla tanınan Kışlaoğlu, iki santim büyütmek için 1000 dolar alıyor
Erkeklerin en büyük kabusu son buluyor. Artık hiçbir erkek “penisim küçük” depresyonuna girmeyecek. Çünkü penis büyütme ameliyatları gittikçe yaygınlaşıyor. Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, dört yıldır kendi adını taşıyan kliniğinde penis büyütme ameliyatları yapıyor. Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde uzun yıllar Cerrahi Bölüm Başkanlığı yapan Kışlaoğlu, 1998′de GATA’dan ayrılarak kendi kliniğini kurmuş. Klinikte penis büyütmenin haricinde her tür estetik operasyon, saç ekimi gibi işlemler de yapılıyor. Prof. Erol Kışlaoğlu’yla operasyonun incelikleri hakkında konuştuk. Röportaja tüm erkeklerin merak ettiği bir soruyla başladık.

* Normal penis boyu kaç santimdir?

Penis ereksiyon halindeyken 12 santimden büyükse normaldir. 12 santimden az ise küçüktür.

* Nasıl büyütüyorsunuz?

Dünyada kabul gördüğü gibi… Vücuttan alınan yağları penis derisinin altına enjekte ediyoruz. Lokal anestezi altında yapılıyor. Bir operasyonda boydan 2-3 santim, enden ise 1-2 santim büyüyor. Bu operasyonu üç aylık aralıklarla 2-3 kere tekrarlamak mümkün.

* Penislerini büyütmeye gelen insanların psikolojilerini anlatır mısınız?

İçlerinde cinselliği hiç yaşamayanlar da var. Fakat çoluk çocuk sahibi evli insanlar da var. Aslında penis küçük de olsa, görev yapıyorsa mesele yoktur.

*!Yaş sınırı var mı?

Gelişimini tamamlamış, yani 20 yaşını geçmiş olması gerekiyor. Bize genellikle orta yaş grubu insanlar geliyor.

* Sonradan büyütülen peniste his kaybı gibi bir sorun oluyor mu?

İnsanın kendi vücut yağı konduğu için bir sorun olmuyor. Ama sınırları var. Bir kerede fazla büyütülmüyor. Eğer enjekte edilen yağ dozu aşılırsa sorun çıkabilir.

* Ameliyat sonrası hasta günlük yaşamına devam edebiliyor mu?

Herhangi bir sargılama işlemi yok. Üç hafta seksi yasaklıyoruz. Bir gün dinlenmesi gerekiyor. Banyo yapabilir. Bol pantolon giyilecek. Ve enjekte edilen yağın dağılması için bir masaj öğretiyoruz.

* Operasyonun maliyeti ne kadar?

Yaklaşık 1.000 dolar civarında.

Büyütenler ne dedi:
* K.A (33): “Kadınların çoğu daha büyüğü en iyisidir düşüncesindeler. Büyütmek çok işe yaradı. Özellikle daha önce hiç yaşamadığım orgazmlar her şeye değer! Sonsuz teşekkürler.”

* T.B: (40): “Penis büyütmek hayatım boyunca aldığım kararların en iyisi. Sevgilime sürpriz yapmak istedim. Gerçekten de büyük bir sürpriz oldu.”

* S.O: (28): “Resmen evliliğim kurtuldu.”

* A.İ: (33): “4,6 cm büyüme elde ettim. İstersem porno yıldızı bile olabilirim.”

Petek Dincoz Estetik Oncesi

Bu haberimizdede Petek Dinçöz ‘ün estetik operasyonlar öncesi ve sonrasındaki görüntülerine yer veriyoruz.

Video ve resimleri gördügünüzde Petek Dinçöz ‘ün baştan yaratıldığını düşünebilirsiniz..

Petek Dinçöz

Kizlik zarı diktirmek

Diyarbakır’da on yıldır görev yapan ve Dicle Üniversitesi Estetik Plastik Cerrahi Bölümü’nü kuran Doç. Dr. İbrahim Aşkar, kızlık zarı diktirmeyle ilgili olarak yaşadıklarını anlattı:

CETAD’ın yaptığı araştırma; Türkiye’de her on kişiden birinin kızlık zarının dikilmesini önerdiğini gösteriyor. Doğu’da kızlık zarı dikilmesi yaygın mı?
Evet, Doğu’da yaygın. Biz de dikiyoruz, kadın doğum uzmanları da dikiyor. İstatistiksel olarak değerlendirmek gerekiyor ama elimizde kesin rakamlar yok. Batı’da da, Doğu’da da bu konuda rakamsal düzeyde konuşmak çok zor. Çünkü tabu olduğu için bu operasyonlar çoğu zaman küçük operasyon kaydıyla kayıtlara yazılıyor, detayına girilmiyor. Bekaret; Doğu toplumunda çok çok önemli ama eskiye göre burada da bir hayli rahatlama var. Bazen gençler evlenmeden cinsellik yaşıyor ama bunu tabu olarak gördüklerinden ilişkilerini korumak adına birlikte gelip kızlık zarının dikilmesini istiyorlar. Küçük değişimlere rağmen bekaret tabusu özellikle Doğu toplumunda mutlaka koruması gereken bir adet.

18 yaş altına yasak.

Genç kızlar gelip gizli gizli kızlık zarlarını diktirmek istediklerinde bu uygulamayı yapıyor musunuz?
18 yaşın altında böyle bir şey kanunen mümkün değil. Gelenlere, 18 yaşın üzerinde olmaları gerektiğini ve en azından bir aile büyüğünün bilgisi olması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü kimseye haber vermeden gelen birine müdahale yapmak sağlıklı ve doğru değil. O yüzden en azından yanında biri mutlaka oluyor. Ayrıca işin tıbbi yönü de var; basit operasyon sayılıyor ama yine de riski vardır. Bu yüzden hastanın mutlaka müdahaleyi birine haber vermesini istiyorum. Bazen annesiyle gelenler bile oluyor.

Sizce hekim olarak bunu yapmak doğru mu? Bir hekimin ‘ben kızlık zarı dikmem’ deme hakkı var mı?
Reddedecek bir doktor olduğunu zannetmiyorum. Çünkü bu operasyon aynı zamanda sosyal bir gereklilik oluyor. Ben, bana bu operasyon için başvuran kişinin hikayesini bile sormam. Çünkü genç kızın bundan rahatsız olabileceğini düşünürüm. Zaten gelirken eminim büyük zorluk çekmiştir ve bu son umududur. Tek sorduğum şey; operasyon için sorunun geçmişteki bir olay nedeniyle mi kaynaklandığı, yeni mi oluştuğudur. O kadar! Buna önem veren kişiler birbirlerine beyaz ya da pembe yalan söylüyorlar. Bence gereksiz bir yalan ama yine de toplum önem veriyorsa…

Kadın açısından zahmetli bir uygulama mı; ne kadar sürüyor, aynı gün genç kız ailesine fark ettirmeden evine dönebiliyor mu?
İki tip tekniği var. Birincisi yalnızca dikiş atılarak yapılıyor. Daraltma şeklinde oluyor ve gerdeğe girmeden üç dört gün önce yapılması gerekiyor. ‘Flep’ dediğimiz teknikle yapılanı ise daha zorlu hatta ameliyat bile gerektirebiliyor. Bir doku alarak yama yapıyoruz ve o alanı daraltıyoruz. Hastanın tercihine göre uygulanan teknik değişiyor. 20 dakika ya da 10 dakika sürüyor. İki teknik de lokal anestezi ile yapılıyor.

Dikilen kızlık zarı; genç kız ne zaman cinsel ilişki yaşarsa o zaman mı bozuluyor, yoksa birkaç ay mı dayanıyor?
Bu operasyon için gelen genç kızlarla fazla diyaloğa girmeyiz; bu tamamen onun özelidir. Ama neye ihtiyacı olduğunu öğreniyoruz. Birkaç gün sonra evlenecek mi, yoksa evlenmesi bir yıllık zaman dilimi içinde mi gerçekleşecek; ona göre anlattığım bu iki teknikten birini uyguluyoruz. Daraltmayı üç dört gün önce yaptırması gerekiyor. Öyle olunca nikahtan üç gün önce geliyorlar. Diğer ‘fleb’ dediğimiz tekniği ise birkaç yıl önce de yaptırmış olabiliyor. Onda bir problem olmuyor.

Kızlık zarı dikilince cinsel ilişki sırasında anlaşılma ihtimali var mı?
Eğer başarısız olduysa anlaşılır, onun dışında kimse anlayamaz. Kızlık zarını diktiren genç kızların en büyük korkularından biri budur. Ama fark edilmesi neredeyse mümkün değildir.

Hangi estetik sorunlar Doğu’da kadınların evlenmesine engel, evlenmek isteyen genç kızlar hangi ameliyatları yaptırmak istiyorlar?
Doğu’da özellikle köylerde evlilik yaşı çok küçük. 20 yaşına gelip evlenemediyse o zaman genç kıza zaten garip bakılıyor. Bir kız evlenme yaşını geçtiyse ve özellikle burnunda sorun varsa bazen ailesi tutuyor kolundan getiriyor. Doğu’da en legal estetik ameliyat burun ameliyatıdır. Ailenin durumu iyiyse köylerden bile genç kızlar burun operasyonu için getiriliyor. Onun dışında plastik cerrahi yapılır, boyun, göğüs ve kalça çevresindeki yanık ameliyatı yaptırırlar.

Kalıcı kızlık zarı dikimi hakkında bilgi ve randevu için:
Este Klinik - İstanbul - Telefon: 0212 270 09 93

Kaynak: Estetik Haber

Estetik Ameliyat oldu ve Soyundu

Tv starı eski şarkıcı Kerry Katona, verdiği sözü tuttu ve 30 bin dolar harcayarak olduğu estetik ameliyatlar sayesinde 4-5 beden inceldi. Kerry, yeni vücudu ile Zoo Magazine’e soyundu.

‘Atomic Kitten’ isimli müzik grubunun eski starı Kerry Katona’nın başladığı estetik ameliyatlar serisi nihayet sona erdi. Dört çocuk annesi hamilelikle bozulan vücudunu eski haline getirmeyi başardı. Ve tabi ki yeni vücudunu hemen sergiledi.
Kerry, estetik ameliyatlardan sadece 8 hafta sonra tek parça mayosu ve yüksek topuklu ayakkabıları ile Zoo Magazine’e kapak oldu.

28 yaşındaki Iceland Market zincirinin reklam starı, anne olmadan önceki görüntüsüne kavuşmak için bu yolda bir dizi estetik ameliyat geçirdi. Yaklaşık 30 bin dolara malolan bu ameliyatların tutarının büyük bölümünü, Kerry’nin yakında şov programına başlayacağı MTV karşıladı. Ameliyatlarla harika bir görünüme kavuşan Kerry şov programına bu Pazar başlayacak!

Göğüslerini küçülttürüp liposuction yaptıran Kerry, daha önce estetik operasyonlarla hamile olmadan önceki (yani 4-5 yıl önceki) incecik bedenine döneceğini söylemişti. Gerçekten de eski şarkıcı şimdiki TV starı Kerry, dediğini yaparak 42-44 bedenden 36′ya kadar düştü.
Dört çocuk annesi Kerry: ‘Bu halime aşığım! Gerçekten, kendimi iik gördüğümde şoke oldum ve bir çığlık attım. Bu büyük bir değişim.Çok daha küçük göğüslere sahibim,’ dedi.

Kerry ekledi: ‘Çok daha seksi hissediyorum. Kendime güvenim geri geldi ve herkes beni görünce çok şaşırdığını söylüyor.’

Vücudunun yeni halinden oldukça memnun görünen Kerry’nin Zoo Magazine verdiği pozlardan da anlaşılacağı üzere yeni vücudu ile kendine güvenini yeniden kazandı
Estetik

Tup Bebek Merkezleri ve Adres Listesi

Tüp Bebek

Konu devamında yeralan listemizde Turkiye'de bulunan Tüp Bebek Merkezleri'nin listesini açık adresleri ile bulabilirsiniz.

Ankara'da Bulunan Tüp Bebek Merkezleri ve Adresleri:


Asagida bulunan listemizde Ankara ilimizde yeralan tüp bebek merkezleri ve adreslerini gorebilirsiniz.

Ankara Güven Hastanesi
Telefon: 0312 457 25 25
Fax: 0312 467 89 18
Adres: Şimşek Sokak No:29 06540 Kavaklıdere, Ankara
Web sitesi : guven.com.tr

Ankara Üniversitesi
Telefon: 0312 310 30 10
Adres: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Sıhhıye 06100, Ankara
Web sitesi : medicine.ankara.edu.tr

Bayındır Hastanesi
Telefon: 0312 287 90 00
Fax: 0312 285 07 33
Adres: Eskişehir Yolu Söğütözü 06520, Ankara
Web sitesi : bayindirhastanesi.com.tr

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi
Telefon: 0312 232 44 00
Web sitesi : baskent.edu.tr

Gata Üremeye Yardımcı Teknikler Ünitesi Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0312 321 94 10
Adres : Gata Üremeye yardımcı Teknikler Ünitesi Tüp Bebek Merkezi, Ankara

Gazi Üniversitesi
Telefon: 0312 202 44 44
Adres: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi 06500 Beşevler, Ankara
Web sitesi : gazi.edu.tr

Gen-Art Kadın Sağlığı Tüp Bebek ve Üreme Merkezi
Telefon: 0312 442 63 84
Fax: 0312 442 63 87
Adres: Cinnah caddesi No: 47/A Çankaya, Ankara
Web sitesi : genart.com.tr

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Telefon: 0312 305 18 00
Adres: Hacettepe Üniversitesi 06100 Sıhhiye, Ankara
Web sitesi : hacettepe.com.tr

Kavaklıdere Kadın Sağlığı Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0312 466 33 66
Fax: 0312 466 33 76
Adres: Tunalı Hilmi Caddesi Büklüm Sokak No: 53 Kavaklıdere, Ankara
Web sitesi : kavaklideresaglik.com

Özel Ankara Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0312 472 33 34
Web sitesi: ankaratupbebek.com

Maya Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0312 448 22 21
Fax: 0312 448 02 48
Adres: Kaptanpaşa Sokak No : 17 GOP, Ankara
Web sitesi : mayatupbebek.com

Centrum Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0312 446 66 66
Fax: 0312 447 18 18
Adres: Nenehatun Caddesi No: 59 Gaziosmanpaşa, Ankara
Web sitesi : centrum.com.tr

Ankalife Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0312 220 21 22 (pbx)
Adres: Ziyabey Cad. 13. Sok. No: 10 Balgat, Ankara
Web sitesi : ankalifetupbebek.com

Anatolia Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0312 442 56 56
Fax: 0312 442 46 78
Adres: Cinnah Caddesi No.54 06690 Çankaya, Ankara
Web sitesi : anatoliatupbebek.com


İstanbul'da Bulunan Tüp Bebek Merkezleri ve Adresleri:


Asagida bulunan listemizde İstanbul ilimizde yeralan tüp bebek merkezleri ve adreslerini gorebilirsiniz.

Acıbadem Hastanesi Üreme Sağlığı Merkezi
Telefon: 0216 544 44 00 - 0216 544 43 00
Fax : 0 216 326 71 67
Adres: Tekin Sokak No: 8, Acıbadem Kadıköy 34718 İstanbul
Web sitesi : acibademtupbebek.com

Alman Hastanesi IVF merkezi
Telefon: 0212 293 21 50 (60 hat)
Faks: 0212 293 47 52
Adres: Sıraselviler Caddesi No:119 Taksim İstanbul
Web sitesi : almanhastanesi.com.tr

Amerikan Hastanesi Yardımcı Üreme Teknikleri Merkezi
Telefon: 444 3 777
Adres: Güzelbahçe Sokak, No: 20 Nişantaşı, İstanbul
Web sitesi : amerikanhastanesi.com.tr

Bahçeci klinik
Telefon: 0212 230 08 09
Fax: 0212 230 39 90
Adres: Abdi İpekçi Cad. No: 44/17 Nişantaşı, Istanbul
Web sitesi : bahceci.com

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi IVF Merkezi
Telefon: 0212 414 30 00
Adres: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34098, Cerrahpaşa, Istanbul
Web sitesi: ctf.edu.tr

Dr.Pakize İ. Tarzi Yardımla Üreme Merkezi
Telefon: 0212 343 01 00
Adres: Valikonağı Cad. Fulya Sok. No: 3 Nişantaşı, Istanbul
Web sitesi : pakizetarzi.com

Eurofetil Üreme Sağlığı Merkezi
Telefon: 0216 474 70 47 (pbx)
Fax: 0216 474 70 40
Adres: Nuhkuyusu Caddesi No 90 81190 Altunizade, Istanbul
Web sitesi : bebekistiyorum.com

Ferti-jin Kadın Sağlığı Merkezi Bebek
Telefon: 0212 287 57 75
Fax: 0212 287 57 61
Adres: Nisbetiye Cad. Bebek Dağı Sk. No:14 Etiler, Istanbul
Web sitesi : fertijin.com

Hattat Klinik
Telefon: 0212 282 36 46
Adres: Yeni Sülün Sok. No:85 3. Levent, Istanbul
Web sitesi : hattatklinik.com

Jinemed Kadın Sağlığı Merkezi
Telefon: 0212 260 40 40
Fax: 0212 327 67 67
Adres: Nüzhetiye Cad.Deryadil Sok. No:1 Beşiktaş, Istanbul
Web sitesi : jinemed.com.tr

Kadıköy Şifa Hastanesi
Telefon: 0216 449 22 22 (pbx)
Fax: 0216 449 33 33
Adres: Caferağa 34710 Kadıköy, Istanbul
Web sitesi : kadikoysifa.com

Marmara Üniversitesi IVF Merkezi
Telefon: 0216 336 32 05
Adres: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi 34668 Haydarpaşa, Istanbul

Medikal Park Hospital
Telefon: 0212 227 55 55
Fax: 0212 227 34 77
Adres: Emirhan Caddesi No: 145 Atakule A Blok No: 21 Dikilitaş Beşiktaş 34349, Istanbul
Web sitesi : medicalpark.com.tr

Memorial Hastanesi
Telefon: 444 7 888
Fax: 0212 314 66 60
Adres: Piyale Pasa bulvari 34385 Okmeydani, Istanbul
Web sitesi : memorial.com.tr

Metropolitan Florance Nightingale Hastanesi
Telefon: 0212 288 34 00
Fax: 0212 272 51 93
Adres: Gayrettepe Mh. Cemil Aslan Güder Sok. No:8 Gayrettepe 34349, Istanbul
Web sitesi : florence.com.tr

Türkiye Hastanesi
Telefon: 0212 314 14 14
Fax: 0212 314 14 15
Adres: Darülacaze Cad. 34381 Şişli, Istanbul
Web sitesi : turkiyehastanesi.com

İnternational Hospital Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0212 663 30 00
Adres: İstanbul Caddesi No:82 Yeşilköy, Istanbul
Web sitesi : internationaltupbebek.com

İstanbul Tıp Fakültesi İnfertilite Merkezi
Telefon: 0212 414 20 00
Adres: İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Çapa 34390, Istanbul
Web sitesi: itf.istanbul.edu.tr

İsviçre Hastanesi
Telefon: 0216 575 26 66 - 575 79 37
Adres: Ali Nihat Tarlan Caddesi Ertas Sokak No: 19 Kadıköy 34752, Istanbul
Web sitesi : ih.com.tr

Zeynep Kamil Hastanesi İnfertilite ve Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0216 391 06 80 (20 Hat)
Fax: 0216 391 06 90
Adres: Arakiyeci Hacı Mehmet Mahallesi. Op.Dr.Burhanettin Üstünel Caddesi No:10 Üskudar 34668, Istanbul
Web sitesi : zeynepkamil.gov.tr

Şafak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0212 4565 44 44 (pbx)
Fax: 0216 565 85 85
Adres: Fahrettin Kerim Gökay Cad. No:192 Göztepe, Istanbul
Web sitesi : safakhastanesi.com.tr


İzmir'de Bulunan Tüp Bebek Merkezleri ve Adresleri:


Asagida bulunan listemizde İzmir ilimizde yeralan tüp bebek merkezleri ve adreslerini gorebilirsiniz.

Ege Üniversitesi Aile Planlama
Telefon: 0232 339 84 84
Adres: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Aile Planlaması ve Tüp Bebek Merkezi Bornova, Izmir
Web sitesi : egetupbebek.com

Özel Irenbe Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0232 464 58 88
Fax: 0232 464 58 89
Adres: Talatpaşa Bulv. 1436 Sok No:6 35220 Alsancak, Izmir
Web sitesi : irenbe.com

Özel Ege Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0232 445 31 45
Fax: 0232 445 42 52
Adres: 1418 Sok. No:10 Kahramanlar, Izmir
Web sitesi : egetupbebek.com.tr



Bursa'da Bulunan Tüp Bebek Merkezleri ve Adresleri:


Asagida bulunan listemizde Bursa ilimizde yeralan tüp bebek merkezleri ve adreslerini gorebilirsiniz.

Jinemed Bursa Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0224 273 19 81
Fax: 0224 273 19 91
Adres: Kıbrıs Şehitleri Cad.No:179 Osmangazi Metro İstasyonu Yanı, Bursa
Web sitesi : jinemedbursa.com

Bursa Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0224 251 50 00 (pbx)
Fax: 0224 251 74 64
Adres: Uluyol Er Sok. No:16/A (Yeni Adliye Karsisi), Bursa
Web sitesi : bursatupbebek.com



Antalya'da Bulunan Tüp Bebek Merkezleri ve Adresleri:


Asagida bulunan listemizde Antalya ilimizde yeralan tüp bebek merkezleri ve adreslerini gorebilirsiniz.

Antalya Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0242 345 47 00 (pbx)
Fax: 0242 345 47 47
Adres: Kanal Mh. Halide Edip Cad. No:7 07080, Antalya
Web sitesi : antalyatupbebek.com

Anadolu Hastanesi Tüp Bebek Merkezi
Telefon: 0242 312 52 52
Fax: 0242 312 06 52
Adres: Çaybaşı Mah. Burhanettin Onat Caddesi 1352 Sokak No:12 Kat:7, Antalya
Web sitesi : akdeniztupbebek.com

Kaynak: GebelikveAnnelik.com

25 Aralık 2008 Perşembe

Seker hastalarinin diyet listesi

Günlük öğünler, üçü ana (kahvaltı, öğle ve ak­şam yemeği) ve üçü de ara (kuşluk, ikindi kahvaltı­sı ve gece yatma öncesi) öğün olmak üzere 6 par­ça halinde olacaktır; aşağıdaki örnek yemek liste­sinde belirtilen öğün saatlerine azami itina gösteril­melidir.

Uygulanacak diyete ait örnek yemek listesi (menü)
• Sabah kahvaltısı (8.00): Bir bardak yağsız süt (şekersiz) (200 mi) Bir kibrit kutusu kadar (30 gr.) az yağlı ve tuzu azaltılmış beyaz peynir.
• Kuşluk (11.00): 20 gram ekmek ve 5 yeşil zeytin Bir porsiyon meyve (meyve değişim liste­sinden arzu ettiğinizi seçiniz)
• Öğle yemeği (13.00): 60 gr ekmek, 1 kase yağsız et suyu çorba (içine pirinç ve­ya şehriye ilave edilecek ise her çorba kaşı­ğında bunlardan 2-3 adet olacak şekilde su­lu olacaktır.)
75 gr kadar yağsız et (genellikle tavuk veya balık eti tercih edilir; etin yanında 3 çorba kaşığında bunlardan 2-3 adet olacak şekilde sulu olacaktır.)
75 gr kadar yağsız et (genellikle tavuk veya balık eti tercih edilir; etin yanında 3 çorba kaşığı kadar mevsimin yeşil sebzelerinden hazırlanmış sebze haşlaması bulunmalıdır.)
1 tabak yeşil sebze (zeytin yağı ile pişirilme­lidir) (sebze değişim listesine bakarak sebze çeşidine göre yiyebileceğiniz miktarı seçebilirsiniz).
I büyük kase yeşil salata, salatalık, domates, marul karışımı (bir kase salata 1 tatlı kaşığı zeytin yağı ve bol limon usaresi ile hazırlan­malı; fazla tuz ekilmemelidir) 1 çay bardağı kadar yoğurt (kaymağı alınmış olmalı) ve 1 porsiyon meyve
• İkindi (17.00): 20 gr ekmek
Bir kibrit kutusu kadar (30 gr) beyaz pey­nir.
Bir veya iki bardak çay (suni tatlandırıcı kul­lanılacaktır.)
• Akşam yemeği: Öğle yemeğinin aynı; diğerine göre protein miktarı düzenlenecektir.
• Gece öğünü (22.30): 20 gram ekmek ve bir bar­dak yağsız süt veya bir porsiyon meyve.

Sebze Değişim Listesi
Yeşil sebzeler, içerdikleri karbonhidrat miktarı­na göre aşağıdaki gruplara ayrılmıştır ve belirtilen miktarlarda yenecektir:
• Her öğünde bir çorba tabağı kadar (çiğ tartısı 300 gr) yenecekler:
Ispanak, semizotu, pazı, ebegümeci, yeşil kıvır­cık salata, marul, salatalık, veya
• Her öğünde bir yemek tabağı kadar (çiğ tartısı 200 gr) yenecekler:
Lahana, domates, karnabahar, patlıcan, kırmızı turp veya
• Her öğünde 2/3 yemek tabağı kadar (çiğ tartısı 150 gr) yenecekler:
Pırasa, kabak, çalı fasulyesi, bamya veya
• Her öğünde yarım yemek tabağı kadar (çiğ tar­tısı 100 gr) yenecekler:
Havuç, ayşekadın fasulyesi, yeşil bezelye, kere­viz, enginar, soğan veya
• Arada sırada yemek kaydıyla 1/4 yemek tabağı kadar (çiğ tartısı 50 gr) yenecekler:
Patates ve yer elması (Bu sonuncu grup sebze­nin sık yenmemesi tavsiye edilir.)

Meyve Değişim Listesi
Erik (yeşil)…………………..8 adet
Erik (kırmızı)……………….5 adet
Portakal……………………….Bir orta boy
Turunç…………………………Bir iri boy
Ayva…………………………….Bir orta boy
Nar………………………………Yarım
Karpuz…………………………Bir dilim
Kavun (nadiren)………….Bir dilim
Çilek……………………………6 adet
Elma…………………………….Bir orta boy
Mandalina…………………….Bir orta boy
Limon………………………….İki orta boy
Armut………………………….Bir orta boy (ham)
Kiraz……………………………5 adet
Vişne……………………………10 adet
Şeftali (ham)………………..1 adet

• 1 çay bardağı sıkılmış portakal veya elma suyu, I su bardağı sıkılmış Greyfurt suyuna eşit karbon­hidrat içerir.
En çok tercih edilecek meyve, ekşi elma, porta­kal ve ayvadır.

Bir dilim (40 gr) beyaz ekmeğe eşdeğer yiyecek listesi
Bir dilim (40 gr) ekmek yerine aşağıdakilerden birini seçebilirsiniz:
• 3 çorba kaşığı kuru fasulye, nohut, mercimek veya bakla (bu takdirde o öğündeki et yarı yarıya azaltılmalıdır.)
• I kase sulu kıvamda kırmızı mercimek, tarha­na veya un çorbası.
• I ufak porsiyon makarna, kuskus veya erişte.
• I iri (100 gr) patates ile yapılmış kızartma; haş­lama veya pürede bunun yarısı.
• I dilim tuzsuz peynir veya ıspanakla hazırlan­mış börek.

Yasak yiyecekler
• Rafine sofra şekeri ve bununla yapılmış tatlılar, bal, reçel, marmelat ve şuruplar.
• Hamur işleri, mantı, çörek, şekerli kurabiye­ler, pastalar, tahin helvası ve çikolata.
• Üzüm, kayısı, çok tatlı kavun, şeftali, muz, hur­ma, incir.
• Alkolün her çeşidi.
• Kızartma ve kavurmalarla füme etler.
• Kuru yemişler (fındık, ceviz, badem, çam fıstığı ve kestane)
• Sucuk ve pastırma gibi bilumum konserveler.
• Katı yağlar: Mayonez, tereyağı, kaymak ve margarinler.
• Tuzlu hazır yiyecekler.

Akcakavak (beyaz kavak agacı)

Akçakavak (beyaz kavak ağacı) özellikleri
* Hemen her yerde yetişir.
* Dalları yukarı doğru çıkan beyaz bir kavak ağacıdır.
* Yaprakları ve kabukları kullanılır.

Akçakavak (beyaz kavak ağacı) faydaları
* Kurumuş yaprakları ezilerek yaralar üzerine konursa yaraları iyileştirir. Yine merhem gibi yapılarak yaralar
için kullanılırsa fayda verir.

can cicegi

Çan çiçeği özellikleri
* Ortalama 50 cm. Uzunluğunda olan bu bitki bağlarda, bahçelerde ve yaylalarda yetişir.
* Çiçeklarinin biçimi çan’a benzer.

Çan çiçeği faydaları
* Çiçeklerinden yararlanılır.
* Dalak, karaciğer ve safra rahatsızlıklanna iyi gelir.
* Görmeyi güçlendirir. Adet düzensizliklerini giderir.

cayir papatyasi

Çayır papatyası özellikleri
* Yaklaşık 10 cm. Olan bu bitkinin yetişme alanı, otlaklar ve çayırlardır.

Çayır papatyası faydaları
* Derideki iltihapları geçirme özelliğine sahiptir.
* Metabolizmada meydana gelen bozuklukları giderir.
* Vücuttaki şişleri indirir.
* Soğuk algınlığına iyi gelir.

Cinar Agaci

Çınar ağacı özellikleri
* Kozalakları ve yapraklarından faydalanılan bu bitki geniş sahalarda çokça bulunur.
* Gövdesi oldukça kalındır.
* Ortalama boyu 30 metre kadardır.

Çınar ağacı faydaları
* Yanıkları iyileştirici bir özelliği vardır.
* Diş ağrılarını keser, diş etlerini güçlendirir.
* Yaraların iyileşme süresini kısaltır.
* Vücuttaki şişlerin inmesini sağlar.
* Merhemi sedef hastalığının tedavisinde kullanılır.
* Sara hastalığına iyi gelir.
* Saçları besler, kepeklenmeyi önler.
* Kadınlardaki akıntıyı keser.
* Her çeşit hayvan zehirlenmelerinde etkilidir.
* Yapraklarından bir çeşit mürekkep yapılır.

Cıyancik (kurt pencesi, encubar, yilan koku)

Çıyancık (kurt pençesi, encübar, yılan kökü) özellikleri
* Irmak kenarlarında yanıdaki ağaçlara sarılarak yetişir,bu bitkinin kökündeki sudan yararlanılır.

Çıyancık (kurt pençesi, encübar, yılan kökü) faydaları
* Kanamaları durdurucu bir özelliğe sahiptir.
* Mideyi kuvvetlendirir, mide kanamalarım engeller.
* Basur hastalığına iyi gelir. Sinirleri kuvvetlendirir.
* Ciğer ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir.
* İshali önler. Mide bulantılarını keser.
* Yaraların iyileşmesini çabuklaştmr.

Carkifelek(Firildak Cicegi)

Çarkıfelek (fırıldak çiçeği) özellikleri* Tekerlek şeklindeki çiçeklerinden dolayı bu adı alan bitkinin yapraklarından yararlanılır.
Çarkıfelek (fırıldak çiçeği) faydaları* Yüksek tansiyonu düşürücü özelliktedir.* Spazmı giderir. Çarpıntıyı keser* Uykusuzluğu giderir.

24 Aralık 2008 Çarşamba

Cayir kasimpati (margarit, okuz gozu)

Çayır kasımpatı (margarit, öküz gözü) özellikleri
* Çiçeklerinden yararlanılan bu bitki, dağlarda ve çayırlarda yetişir.
* Dalları ufak olup dantel şeklinde çiçekleri vardır.

Çayır kasımpatı (margarit, öküz gözü) faydaları
* Terletici özelliği vardır. İdrarı söktürür. Kum düşürür.
* Deri hastalıklarına, karaciğere iyi gelir.

Cayirmelikesi (ergec sakali)

Çayırmelikesi (ergeç sakalı) özellikleri
* Gül bitkisi ailesine dahil olan çayır melikesi, kar biçimindeki çiçekleriyle tanınır.
* Bitkinin tamammdan yararlanılır.

Çayırmelikesi (ergeç sakalı) faydaları
* Terletici özelliğinden dolayı vücuttaki zararlı maddeler dışarıya atılır. İdrarı çoğaltır.
* İdrar yollarındaki iltihapları kurutur. Kanı temizler.
* Soğuk algınlığına iyi gelir. Sinirleri rahatlatır.
* Astım hastalığına iyi gelir. Kalbe kuvvet verir.
* Diş ağrılarını dindirir, boğaz iltihaplarına iyi gelir.

23 Aralık 2008 Salı

Kalp ameliyati ve sonrasi

Hastanedeki ilk gün nasıl geçiyor ?
Ameliyattan bir gün önce aç olarak gelen ve yatış işlemleri önceden yaptırmış hastalara kan, idrar tahlilleri, EKG, solunum fonksiyon testi ve röntgen filmi gibi tetkikler yapılır. Doktor hastayı yatağında muayene eder. Ameliyat öncesi anestezi değerlendirmesi de hastanın yatağında yapılır. Ameliyat ve yoğun bakım konusunda doktorlar hastayı bilgilendirir. Ameliyat öncesinde hasta tıraş edilir. Koroner ameliyatları için boyundan ayak ucuna kadar cinsel bölge ve kollar dahil tıraş edilirken, kapak ameliyatları için boyundan dizlere kadar tıraş edilmesi yeterlidir. Damar ameliyatları için göbekten ayak uçlarına kadar tıraş edilir. Tıraş sonrası duş yaptırılır ve hastanın vücuduna pudra veya losyon sürülür. Doktor tarafından başka şekilde belirtilmediyse ameliyattan önceki akşam saat 24′ten itibaren kesinlikle bir şey yenmemelidir. Ayrıca hastaya bağırsak temizliği için ilaç verilmesi veya lavman yapılması gerekebilir. Hastaya gece rahat uyuyabilmesi için sakinleştirici Haç verilir.

Kişi ne kadar ameliyatta kalır ?
Ameliyat süresi hastanın durumuna, seçilen cerrahi yönteme ve eşlik eden diğer cerrahi müdahalelere (kalp kapak hastalığı, tıkalı/daralmış boyun damarına müdahale gibi) göre ortalama olarak 2- 4 saat arasında değişir.

Bypass ameliyatı yapılması riskli kişiler var mı ? Kimler ?
Normal koşullarda bir bypass ameliyatında ölüm riski % 0.5-2 arasında değişir. Bazı hastalarda bu risk artar. Daha önce miyokardiyal enfarktüs (kalp krizi) geçirilmesi, daha önceden geçirilmiş kalp ameliyatı, kalbin kasılma ve gevşeme fonksiyonlarında bozukluk, çok ince çaplı ve birçok darlık içeren koroner arterler, böbrek, karaciğer, akciğer fonksiyon bozuklukları, ileri yaş, şeker hastalığı, pıhtılaşma bozuklukları gibi problemler ameliyat riskini az veya çok arttırırlar. Hastaları bu açıdan daha objektif olarak değerlendirmek amacıyla çeşitli “Risk Skorları” geliştirilmiştir. Bu skorlamalarda hastaya ait her önemli faktör bir tabloda işaretlenerek toplam ağırlıklı risk değerleri hesaplanmaktadır. Günümüzde birçok merkez, bu skorlarlamaları kullanmaktadır. Örneğin, şu anda en yaygın kullanılan skor-lama sistemi “Euroscore” dur.

Bypass’da kaç damar değiştirilebilir ?
Bazen greft olarak kullanılan tek bir damar aynı koroner arterde birkaç darlığı birden veya farklı dalları bypass etmek için kullanılabilmektedir. Bu teknik kullanıldığı takdirde 5-7 damara kadar bypass yapılabilmektedir. Ancak, genel olarak bypass yapılan damar sayısı 2-4 arasında değişmektedir.

Hasta ne kadar hastanede yatar ?
Yine kullanılan ameliyat yöntemine göre değişmek üzere hastalar ameliyattan sonra 5-7 gün içinde taburcu edilebilmektedirler (yoğun bakımda kalış süresi bir veya iki gündür).

Ağrısı, acısı olur mu ?
Ameliyata bağlı olarak keşi yerlerinde ve sırtta geçici ağrılar olabilir. Bu ağrılar genellikle ağrı kesiciye yanıt verirler. Bunun dışında, bazı hastalarda göğüsten çıkartılan damar nedeniyle göğüs kemiğinin sol veya sağ kısmında ve damar çıkartılan bacakta diz altından itibaren uyuşma, karıncalanma olabilir.

Değişen damarlar vücudun nerelerinden alınıp kalbe gidiyor ?
Bypass amacıyla kullanılacak damar vücudun değişik yerlerinden çıkartılabilir. En çok kullanılan göğüs içi arteri (internal mammariyal arter) damarlarıdır, ikinci sıklıkta bacaktan çıkartılan toplardamar (safen veni) kullanılır.

Bunların dışında koldan (radiyal arter), mideden (gastroepiploik arter), karın adalesinden (epigastrik arter) çıkartılan atardamarlar da kullanılabilir.

Seyrek olarak kullanılabilecek başka atardamarlar da vardır.
Bu damarların çıkartılması, ilgili organların beslenmesini bozmaz. Hangi vaka ve damar için hangi greftin kullanılacağına cerrah karar verir.

Ameliyat sonrası yaşam
Ameliyat sonrası yoğun bakımda kalma süresi ortalama 1-3 gün arasındadır. Hastanede kalma süresi ise hastalığın seyri ve iyileşme durumuna göre 4-10 gün arasında değişir

Ameliyat günü neler olur ?

Ameliyat saati geldiğinde hastanın eğer varsa gözlükleri, takma dişleri ve diğer protezleri, iç çamaşırları ve ziynet eşyaları çıkartılarak yakınlarına teslim edilir. Hasta özel bir gömlek giydirilerek sedyeye alınır ve ameliyathaneye götürülür. Hasta yakınları da kafeterya veya lobide bekleyerek ameliyatla ilgili bilgi alabilirler. Hastanın ameliyathanede geçirdiği sürenin tamamı ameliyat süresi olmayıp öncesi ve sonrasındaki hazırlık sürelerini de içermektedir.

Ameliyat sonrası yaşam nasıldır ?
Hasta ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine alınır. Anestetik ilaçların etkisi altındaki hastalar uyansalar bile başlangıçta ellerini, ayaklarını oynatamayabilirler. Bu kısa sürede düzelir. Etraftaki birçok cihaz ve alarm sesleriyle hasta kendisini alışkın olmadığı bir ortamda hissedebilir. Bu aşamada hasta, hemşireler tarafından bilgilendirilir ve sakin olması yönünde telkinde bulunulur.

Ameliyat öncesinde ilaçları vermek için damar yollan ve kataterlcr yerleştirilecektir. Yine hasta uyandığında göğsünde tüpler olacaktır. Bunlar yoğun bakımdan çıkmadan Önce çıkarılır. Bu dönemde hastanın ağrı duymaması için ilaçlar verilir. Eğer ağrısı olursa hemşireye bildirmesi tavsiye edilir. Ameliyat öncesinde takılan sonda ile hastanın ayağa kalkmadan idrarını yapması sağlanacak ve böbrek fonksiyonları da takip altında olacaktır. Yoğun bakımda kalma süresi ortalama 1 - 3 gün arasındadır. Ancak herkesin hastalığı, iyileşme süresi ve tedaviye cevabı değişebilmektedir.

Sürekli faaliyet içinde olan, ışıkların yandığı ortamda hasta zaman kavramını kaybedebilir.
Özellikle geceleri zihin bulanıklığı ve sıkıntı hissedebilir, buna hazırlıklı olmaları gerekir. Bu durum geçicidir, özellikle de hasta odaya çıktığında hızla düzelir. Odada dinlendikçe normal uyku alışkanlığına tekrar döner ve halsizlik de ortadan kaybolur.

Odaya çıktıktan sonra yaşam nasıl olur ?
Hastanın ilk hareketleri yatak içerisinde ayaklarını toplayıp uzatma şeklinde olacaktır. Artık sondası da olmadığı için tuvalete gitmesi gerekir. Göğüs kemiğine yük vermemeye ve göğsü germemeye çalışmak önemlidir. Çünkü göğüs kemiğini çelik teller tutmaktadır. Bunun için özellikle ilk günler hastanın yan yatması, yatıp kalkışlarında yanındakilerden yardım istemesi gerekmektedir. Yataktan kalkarken iki koluna da eşit yük vererek doğrulup yatakta dik oturması, yavaş hareketlerle bacaklarını yataktan sarkıtıp, birkaç dakika böylece dinlendikten sonra yataktan yavaşça kalkması gerekir. Ani kalktığında hastanın başı dönebilir ve dengesini kaybedebilir. Yakın koltuk ve sandalyeye geçmek için, birkaç dakika dinlendikten sonra ayağa kalkmak en güvenlisidir. Başlangıçta kısa olan yürüyüş mesafeleri hasta kendini iyi hissettikçe artacaktır. Hastanın yürürken dik durması, ağrıyı azaltmak için öne eğilmemesi gerekir. Ağrı varsa hemşireye bildirmesi şarttır.

İlk günlerden sonra yastık destekli hafif yan yatabilir. Özellikle kilolu, yaşlı ve şeker hastalarında yatak yaralarını önlemek için hastanın arada bir kalkması ve sırtını yataktan kaldırması gerekmektedir. Eğer hastanın ayaklarında şişlik oluyorsa, ayaklarını koltuk yüksekliğine kaldıracak şekilde, altına destek koyarak uzatabilir.

Kalbine kan dönüşüne yardımcı olması ve bacaklarında şişlik oluşmaması için varis çorabı kullanması Önerilir. Doktor uygun çorabı hastaya reçete edecektir. Çorapların aşağı doğru kayarak toplanmasına izin verilmemelidir. Bu, bacaktaki toplardamarların kan dolaşımına engel olur. Gece yatarken çıkardığı çorabı sabah yataktan kalkmadan tekrar giymeli ve çorap varken kaymamak için mutlaka terlikle yürümelidir. Varis çorabını ameliyattan sonra 6 -8 hafta kullanması gerekebilir.

Ameliyat sonrasında derin nefes alma egzersizleri yapmak, öksürüp balgam çıkarmaya çalışmak hastanın çabuk iyileşmesi için önemlidir. Öksürmenin, ameliyat yerine bir zararı yoktur. Bu sayede hasta ameliyat nedeniyle akciğerlerinde biriken salgılan atmış olur. Hava.yolları temizlenecek, akciğerdeki hava kesecikleri açılacak, bu da muhtemel akciğer enfeksiyonlarını önleyecektir. Bol su içmek veya sıvı almak kolay balgam çıkarma ve böbrek fonksiyonlarının iyileşmesine yardımcı olacaktır.
Ağrı ve rahatsızlık duydukları için öksürmekte zorlanan hastaların göğüslerine küçük bir yastıkla destek yaparak öksürmeye çalışmaları sağlanabilir.

Ameliyat sonrası her hastada terleme ve ateş olabilir. Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlarla bu sıkıntılar kontrol altına alınabilir ve 3- 4 gün içinde tamamen geçebilir.

İlk günlerde hasta yumuşak bir bez veya süngerle vücudunu silebilir. Ameliyat yeri kuruyup kabuk bağladıktan sonra hasta yanında biri olmak şartıyla sabun veya vücut şampuanları ile ılık suda duş şeklinde banyo yapabilir. Şeker hastaları hariç hastaların hızla iyileşmeleri için ilk 1 ayda yiyeceklerinde herhangi bir kısıtlama yoktur. Ancak tansiyonu yüksek olan veya doktoru tarafından önerilen hastaların az tuzlu yemeleri gereklidir. Küçük porsiyonlarda, sık aralıklarla yemek ve dengeli beslenmeye özen göstermek, iyileşmeyi hızlandıracaktır.

Ameliyat sonrası dönemde uykusuzluk, can sıkıntısı, uykudan yüksekten düşüyormuş gibi aniden sıçrayarak uyanma, sinirlilik, tahammülsüzlük, kolay duygulanma, konsantrasyon
bozukluğu, olayları dışarıdan izleme ve algılamada zorlanma gibi şikayetler olabilir. Bunlar anestetik ilaçlara ve yaşanan strese bağlıdır. Çoğunlukla 4-6 hafta içinde kendiliğinden geçer. Gerekirse doktor bazı ilaçlarla yardımcı olur.

Odaya ziyaret saatlerinde ziyaretçi kabul edilebilir. Ancak ziyaretçilerin kalabalık olmamasına dikkat edin ve ziyaretin kısa sürede bitmesini sağlayın.

Hastanede kalma süresi, hastalığın seyri ve iyileşme durumuna göre 4-10 gün arasında değişmektedir. Hastaneden çıkmadan önce geçici kalp pili telleri alınır, ilaçlar reçete edilir, hasta evdeki yaşantısı konusunda bilgilendirilir. Ayrıca kontrole geleceği tarih bildirilir ve kontrol sırasında yaptırılacak tetkikler için istek formları doldurulur. Raporu da içeren hasta çıkış raporu (epikriz) hastaneden çıkmadan hastaya teslim edilir.

Hastaneden çıktıktan sonra yapmaması gereken şeyler var mı ?
Göğüs kemiği kesilerek yapılan operasyonlarda en önemli hususlardan biri, yaklaşık iki ay süresince hastanın sırtüstü yatması ve yatakta yana dönmemesidir.
Bacaktan damar çıkartıldı ise ve doktor varis çorabı önerdi ise bu çorabın tarife uygun bir şekilde her gün giyilmesi (genellikle 6-8 hafta süreyle) önemlidir.
İlk haftalarda ağır yük taşımamak gerekir.
İlk 10 gün ziyaretçi kabul edilmemesi hasta için tercih edilecek bir önlem olmalıdır.

Ameliyatlı hasta, işine ne zaman dönebilir, istediği sporu yapabilir mi, cinsel hayatı normale dönebilir mi? İstediği yemeği yiyebilir mi ?
Yönteme ve hastanın durumuna göre değişmek üzere normal hayata geçiş belli bir süre alacaktır. Bu süreler hekim tarafından hastaya ameliyattan sonra söylenir.
Genel olarak, bayanlar 6-8 haftadan önce ev işleri ve çocuk bakımı gibi konularda tam sorumluluk almamalıdır.

Hafif tempolu işlerde çalışanlar 6′ncı haftadan sonra günde 4 saati geçmemek kaydı ile çalışabilirler. Ağır işlerde çalışanlar 3 ay sonra işlerine dönebilirler. 6-8 hafta sonra araba kullanmaya başlanabilir.
Başarılı bir ameliyat sonrasında hastanın cinsel hayatında bir problem olmaması beklenir. Ancak, ilk 4-6 hafta cinsel ilişkinin kısıtlı olması önerilir.
Hızlı bir iyileşme için, ilk günlerde (şeker hastalığı dışında) özel bir diyet kullanmamak daha uygundur. İlk kontrolden sonra kardiyolog veya diyetisyen tarafından diyet uygulamalarına başlanacaktır.
Taburcu olduktan 15 gün sonra hasta sokakta düz yolda yürüyüş yapmaya başlayabilir.
Yürüyüş mesafesi 4. hafta sonunda 1.5 km (30 dk), 6. hafta sonunda 2 km (45 dk.) ve 8. hafta sonunda 3 km (60 dk.) olmalıdır.
Aşırı sıcak ve soğuktan, ayrıca rüzgara karşı yürümekten sakınmak gerekir.

Kalp yetersizligi nedir ?

Kalp özel bir kas dokusundan yapılmış meka­nik pompa gibi çalışan bir organdır. Vücut doku­larına oksijen ve besin sağla­mak amacıyla günde yakla­şık 6000-7000 litre kan pompalar. Kalbin iş gücünün ciddi olarak bozulması nede­niyle; istirahatte ve normal aktiviteler sırasında, dokula­rın ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda kanı pompalaya-maz ve ortaya “kalp yetersiz­liği” tablosu çıkar.

Kalp yetersizliğine neden olan ana bozukluk, kalp ka­sının kasılma gücündeki azalmadır. Kalp yetersizliği arttığı zaman, vücudun bazı bölgelerinde (örn; akciğerlerde, bacaklarda, oturma yerlerinde, ka­raciğerde vb.) su toplanabilir.

Kalp yetersizliğinin nedenleri
Doğrudan doğruya kalp kasının hastalanma­sına neden olan sebepler:
• Koroner arter hastalığı,
• Kalp kasının infeksiyonu,
• Kalp kasının gücünü doğrudan etkileyen ge­netik kalp kası hastalıkları.

Kalbin genişlemesini engelleyen ve doluş sü­resini azaltan nedenler:
• Kalp zarının iltihabı,
• Taşikardi denilen çarpıntılar.

Kalbin aşırı yüklenmesine neden olarak kalp kasının kasılma gücünü azaltan nedenler:
• Romatizmal kapak hastalıkları,
• Hipertansiyon,
• Doğumsal kökenli delikler veya geçişler,
• Tiroid bezinin fazla çalışması,
• Kronik akciğer hastalıkları.

Kalp yetersizliğinin belirtileri nelerdir ?
Nefes darlığı: Başlangıçta aşırı hareket ile nefes darlığı olur. Has­talık ilerledikçe istirahatte de olmaya başlar. Bazı hastalar uykudan ani ne­fes darlığı ile uyanır ve oturma ihtiyacı duyarlar. Çoğunlukla iki yastıkla yatarlar.

Aralıklı öksürük veya hırıltılı nefes alma: Akciğerlerde suyun birik­mesine bağlıdır. Beyaz ve­ya pembe köpüklü bal­gamla birlikte bulunabilir.

Ödem (Vücut dokularında sıvı birikmesi): Ayak, topuk ve bileklerde şişmeler olur. Hastalar ayakkabılarının sıktığını ve çoraplarının iz bıraktı­ğını fark ederler.

Çarpıntı: Kalp hızında artma çar­pıntı olarak hissedilir.

Yorgunluk-halsizlik: Alışveriş yapma, merdiven çıkma, yürüyüş gibi gün­lük aktivitelerde yorgun­luk hissedilir.

İştahsızlık - bulantı: Aşırı suyun sindirim siste­minde birikmesi sonucu olur. Kişi midesinde sü­rekli dolgunluk hissi nede­niyle yemek yeme isteğini kaybeder.

Düşünce sürecinde değişme: Unutkanlık, sinirlilik ya­şanabilir. Bu gibi durum­lar aile bireylerine ve arka­daşlarına bildirilmelidir.

Kalp yetersizliğinde tedavi yaklaşımları nelerdir ?
Kalp yetersizliği uygun şekilde tedavi edilmedi­ğinde yaşam kalitesini azaltan zor bir hastalıktır. Ancak önerilen ilaçlara, yaşam şekli değişiklikleri­ne uyum sonucunda kalp yetersizliğine bağlı yakın­malarınız azalır, yaşam kaliteniz artar.

Sonuçta kalp yetersizliğinizin başarılı bir şekilde kontrolü öncelikle sizin ve ailenizin doktor ve hem­şirenizin önerileri doğrultusunda;
* Yaşam şekli değişikliklerine,
* Diyete,
* Verilen ilaçları düzenli kullanmanıza,
* Sağlık kontrollerine tam uyum sağlamanıza bağlıdır.

Kalp Sagligi - Beslenme ve Diyet

Çoğu insan sağlıklı beslenmede katı yağların, tuzun ve kolesterollü besinlerin az tüketilmesi ge­rektiğini bilir. Fakat bunların hangi yönleriyle za­rarlı olduklarını ve ne derecede tüketilmesi gerek­tiğini tam olarak bilemezler. Şimdi bunlar hak­kında bilmeniz gerekenler kısaca açıklanacaktır.

Yağlar
Bitki ve hayvan kaynaklı olarak tükettiğimiz yağlar doymuş yağlar, tekli doymamış yağlar ve çoklu doymamış yağlar olmak üzere üç çeşittir. Yağlar vücut fonksiyonlarını sürdürmek, büyü­mek ve gelişmek için gereklidir.

Doymuş yağlar: Sığır, dana, koyun eti gibi kır­mızı etler, tereyağ, margarin gibi katı yağlar, yağ­lı süt ve peynirler doymuş yağları içerir.

Tekli doymamış yağlar: Zeytinyağı buna en iyi örnektir ve yapılan çalışmalar kan kolesterol düzeyini düşürdüğünü ortaya koymuştur.

Çoklu doymamış yağlar: Fındık, ay çiçek, so­ya yağı en iyi örneklerdir. Bunlar bitkisel kaynak­lıdır ve sağlığımız için özellikle bu tür yağları tü­ketmemiz gerekmektedir. Ayrıca uskumru ve sar­dalye balığında bulunan yağlar da çoklu doyma­mış yağları içerir.

Kalp Sağlığınız İçin Doğru Beslenme
Ekmek, tahıl
Önerilen: Kepekli buğday, çavdar ekmeği, yağ ve tuz içerme­yen krakerler, yulaf ezme­si, mısır gevreği, makarna, pirinç, bulgur.
Önerilmeyen: Açma, poğaça vb.

Süt ürünleri, yumurta
Önerilen: Yağsız süt, az yağlı ve erit­me peyniri, yağsız yoğurt, yağsız yumurta akı.
Az yenebilecek: Yarım yağlı süt, dil peyniri, yarım yağlı yoğurt, haftada 2 yumurta
Önerilmeyen: Tam yağlı süt, konsantre süt, krem şanti, kaymak, yağlı peynir ve yoğurt.

Çorbalar
Önerilen: Sebze çorbası, et suyu çorbası.
Önerilmeyen: İşkembe çorbası, paça.

Balık
Önerilen: Bütün beyaz etli ve yağlı balıklar (ızgara ve buğulama).
Az yenebilecek: Uygun yağda kızartılmış balık , Midye, ıstakoz
Önerilmeyen: Balık yumurtası, havyar, belirsiz yağda kızartılmış balıklar.

Deniz mahsülleri
Önerilen: İstiridye.
Az yenebilecek: Midye, ıstakoz.
Önerilmeyen: Karides, kalamar.

Et
Önerilen: Tavuk, hindi, dana, av eti.
Az yenebilecek: Yağsız sığır, dana jambon, kuzu (haftada 1-2), dana ve tavuk sosisi, ciğer (ayda bir)
Önerilmeyen: Ördek, kaz, yağlı görünen tüm etler, sosis, salam, sucuk, kümes hayvanları derisi.

Yağlar
Az yenebilecek: Çoklu doymamış yağlar (ayçiçek yağı, mısır özü yağı, soya vb), tekli doy­mamış yağlar (zeytinyağı)
Önerilmeyen: Tereyağı, Trabzon yağı, iç yağ, kuyruk yağı, sert margarinler.

Sebze ve meyve
Önerilen: Tüm taze dondurulmuş sebze­ler, kuru baklagiller (merci­mek, kuru fasulye, nohut), haş­lama patates.
Az yenebilecek: Uygun yağda kızartılmış patates ve sebzeler
Önerilmeyen: Belirsiz yağda kızartılmış sebze, patates, cips, tuzlu konserve sebze.

Tatlılar
Önerilen: Yağsız sütle yapılan tatlılar (muhallebi, sütlaç vb), meyve salatası, limon dondurması, aşure, pestiller, kuru yemişli sucuklar, cezerye.
Az yenebilecek: Çoklu doymamış yağ ve margarinle yapılan pasta ve bisküviler, badem tatlısı, helva.
Önerilmeyen: Dondurma, baklava, kremalı ve hazır pastalar, bisküviler, hazır pudingler, çikolata ve çikolatalı tatlılar.

Kuruyemişler
Önerilen: Ceviz, badem, kestane.
Az yenebilecek: Yerfıstığı, antepfıstığı
Önerilmeyen: Hindistan cevizi, tuzlu eğlencelikler.

İçecekler, soslar
Önerilen: Çay, kahve, neskafe, az kalorili meşrubatlar.
Az yenebilecek: Az yağlı soslar.
Önerilmeyen: Fazla tuz, salata sosları, may­onez.

kolestrol

Kolesterol kanda ve vücudumuzu oluşturan hücrelerde bulunan yumuşak, balmumu kıvamın­da olan bir yağdır. Kolesterol normalde vücudu­muzda karaciğer tarafından üretilir. Ayrıca kır­mızı et, yumurta, balık, süt ve süt ürünleri tüke­tildiğinde kandaki kolesterol seviyesi yükselir.

Niçin fazla yağ almamız sağlıksızdır?
Özellikle katı yağlar fazla tüketildiğinde kanda kolesterol seviyesi artar. Kanda seviyesi artan ko­lesterol ve diğer yağ ürünleri kan damarlarının duvarlarında birikerek damarların daralıp tıkan­masına yol açar. Kalp krizine sebep olabilir.

Kolesterol Düzeyleri
Serum kolesterol seviyenizi bilmeniz ve belirli aralıklarla ölçtürmeniz gerektiğini unutmayınız.

Kolesterol Değerleri
İstenen
Total kolesterol: < 200 mg/dl
LDL kolesterol: < 130 mg/dl
HDL kolesterol: > 40 mg/dl

Sınırda
Total kolesterol: 200-239 mg/dl
LDL kolesterol: 130-159 mg/dl
HDL kolesterol:

Yüksek
Total kolesterol: > 240 mg/dl
LDL kolesterol: > 160 mg/dl
HDL kolesterol:

potasyum

Potasyum nedir ve neden önemlidir?
Kalp ve sinir sisteminin fonksiyonlarını sürdür­mesinde potasyum önemli bir mineraldir. Yeterli ve dengeli beslenildiğinde vücut için gerekli po­tasyum alınmış olur. Ancak idrar söktürücü ilaç­lar alındığında su ile birlikte potasyum da vücut­tan atılır. Bu nedenle potasyum dengesini koru­mak için potasyumdan zengin besinler tüketme­niz gerekir.

İdrar söktürücü ve ACE inhibitörlerini kullanıyorsanız 3-6 ayda bir potasyum kontrolü yaptırmalısınız.

Potasyumdan zengin besinler nelerdir ?
Taze Meyveler: Muz portakal, kavun, çilek, karpuz
Kuru Meyveler: Kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı, kuru erik, hurma
Taze Sebzeler: Pancar, yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, bezelye, domates, mantar Kuru Sebzeler: Baklagiller, bezelye
Taze Etler: Hindi eti, sığır eti, balık
İçecekler: Portakal suyu, kayısı suyu ve grey­furt suları

Bazen doktorunuz kan potasyum değerinize göre ilave olarak potasyum içeren ilaçlar da verebilir.

Kalp - icecekler

Kalp yetersizliğinde kalbin yetersiz pompala­ması sonucu vücudun bazı bölgelerinde (akciğer­lerde, karında, ayaklarda vb.) su toplanabilir. Bu nedenle doktorunuz size sıvı kısıtlaması önerebi­lir.

Bazı durumlarda da idrar söktürücü ilaç veril­diğinde fazla sıvı kaybı olabilir. Bu durumda da belirli miktarda sıvı almanız önerilebilir.

Bu amaçla günlük almanız gereken sıvı miktarını doktorunuza - hemşirenize sorabilirsiniz.

Aldığınız-çıkardığınız sıvıyı izlemeniz gerektiğinde
Aldığınız sıvıyı hesaplarken: Aldığınız sıvıları (su, çorba, meyve suyu, çay, kahve ayran, süt vb.) daha kolay hesaplayabilmek için size ait bir bar­dağınız olsun ve bu bardağın kaç mililitre (mi) ol­duğunu ölçün (Örn.l bardak=200 mi gibi). Bar­dağınızı içeceğiniz şeyle tam olarak doldurun ve bittiğinde hazırladığınız sıvı izlem formuna kay­dedin. Bir gün bitince aldığınız sıvıları toplayın.

Çıkarılan sıvıyı (idrarı) hesaplarken: Üzerinde ölçekleri olan bir kabınız olsun ve idrarınızı bu kaba yapın. Sonra miktarını sıvı takip formuna kaydederek idrarınızı döküp kabı çalkalayın. Bir gün bitince çıkardığınız idrarı toplayın ve bunu her yeni güne başlarken tekrarlayın. Bu şekilde al­dığınız ve çıkardığınız sıvı miktarlarını hesapla­mış olursunuz.

Kilo kontrolu

Kilo kontrolü neden önemlidir: Düzenli aralık­larla (haftada 2-3 kez) kilo kontrolü yapmanız hem kalp yetersizliğinizi kontrol altında tutmak hem de idrar sok-| türücü ilaç miktarını ayarlamada I çok önemlidir. Ayrıca dehidratasyon (vücudun susuz kalması)da önemlidir.

Kilo kontrolünüzü yaparken: Sabah kahvaltı­dan önce aç karnına ve herhangi bir şey içmeden, idrarınızı yaptıktan sonra, aynı saatte, aynı tartı ile, benzer giysilerle tartılın. Ölçtüğünüz kilonuzu not defterinize kaydedin.

Eğer günde 1-2 kilo, haftada 3-5 kilo almışsanız vücunuzda fazla su tutuluyor olabilir. Eğer beklenmedik şekilde haftada 1,5-2 kilo kaybediyorsanız susuz kalmış olabilirsiniz. Mutlaka doktorunuza-hemşirenize bildiriniz.

Fiziksel Hareketler

Hareketin kalp sağlığını korumada çok önem­li etkileri vardır. Düzenli hareket;
* Hastalığa bağlı var olan şikayetlerin azalma­sına yardım eder,
* Tansiyonu düşürür, kalbin daha iyi beslen­mesini sağlar,
* Kendinizi daha zinde ve enerjik hissedersi­niz, kan kolesterolünün düşmesine yardımcı olur,
* Zayıflamayı kolaylaştırır,
* Vücudun gevşemesini sağlar, stresi azaltır. Ancak sizin yapacağınız hareketin tipi ve yo­ğunluğu kalp yetersizliğinizin derecesine bağlıdır.

Bu nedenle yapacağınız hareket tipi ve yoğunluğu konusunda mutlaka doktorunuza ve hemşirenize danışınız.

Önerilen hareket programından önce ve sonra nelere dikkat etmelisiniz?
* Yemekten en az 2 saat sonra harekete başla­yın,
* Sinirli iken hareket yapmayın,
* Fazla sıcak ve nemli havalarda ya da kendi­nizi yorgun hissettiğiniz günlerde hareket yap­maktan kaçının,
* Hareket için kendinize belirli gün ve saatler belirleyin (örn. pazartesi, çarşamba, cuma saat 10:00 vb.),
* Hareket için rahat giysi, ayakkabı ve yer se­çin,
* Hareketi eş ya da arkadaşlarınızla yaparsa­nız daha eğlenceli olacaktır,
* Harekete başlamadan önce ve bitirdikten sonra mutlaka nabzınızı sayın. Nabız sayısı daki­kada 120′yi geçmemelidir.
* Harekete ilk başlarken kısa sürelerle (30 dakika) başlayıp zamanla yavaş yavaş doktor öne­rileri doğrultusunda artırın.
* Hareket sırasında kendinizle ya da arkadaş­larınızla yarışmayın.
* Kendinizi zorlamayın. Her hareket sonrası mutlaka 30 dakika veya 1 saat dinlenin.
* Ağır şeyler kaldırmayın, çekmeyin ya da it­meyin. Bu tür işler kalbinizi yorar.
* Kalp hastaları için en uygun aktiviteler yü­rüyüş, bisikletle gezme ve yüzmedir.

Nabzınızı ölçerken
Bir elinizin üç parmağını diğer bileğinizin baş parmak tarafına koyun ve nabzınızı hissederek 60 saniye (1 dakika) sayın. Aynı zamanda kalp ritminize dikkat edin. Her zamanki gibi mi? Yok­sa bir değişiklik var mı? Normal kalp hızı dakika­da 60-100 vurudur ve düzenlidir.

Dikkat!
Hareketleri yaparken…
* Göğüste ağrı ve rahatsızlık hissi, kalp atışında tekleme, düzensizlik ve çarpıntı,
* Aşırı yorgunluk hali,
* Aniden soğuk soğuk terleme,
* Nabız sayınızın istirahatteki nabız sayınız­dan 20 sayı fazla olması,
* Baş dönmesi, ¥ Nefes darlığı,
* Bulantı - kusma,
* Halsizlik OLURSA!!!

Hareketi kesin ve şikayetiniz devam ediyorsa doktorunuza veya hastaneye başvurun.

Stres kalbi nasil etkiler ?

İş yaşamı, çocuk bakımı, gelecekle ilgili kaygılar daha doğrusu yaşamın kendisi stres kaynağı­dır. Ayrıca kalp yetersizliği tanısı sizin ve aileniz için de stres kaynağı olabilir. Düşük düzeyde stres yaşamın itici gücüdür.

Ancak stres ve gerilim düzeyinin artması…
* Kalbin hızlı çalışmasına,
* Kalbin kanı pompalamada zorlanmasına,
* Tansiyonun yükselmesine,
* Kalbi besleyen damarların daralmasına,
* Kandaki kolesterol düzeyinin yükselmesine neden olur.

Ayrıca stres ve gerilim ruhsal çöküntüye de ne­den olur. Bunun sonucunda;
* İştah azalması veya aşırı yemek yeme,
* Uyku bozukluğu,
* Cinsel isteksizlik,
* Hayattan zevk alamama,
* Huzursuzluk gibi ruhsal çöküntü, belirtileri de ortaya çıkar.

Strese sebep olan tüm nedenleri ortadan kaldırmak olanaksızdır. Ancak bazı yöntemler yardımıyla bunlarla baş etmek daha kolay olacaktır.

Stresi azaltan yöntemler
* Sizi sıkıntıya sokan nedenleri ailenizle, yakın ar­kadaşlarınızla paylaşın, destek isteyin.
* Günde en az bir kez 15-20 dakika için rahat ve sessiz bir ortamda tek başınıza oturun ve yavaş yavaş nefes alın. Bu sırada sizi mutlu edecek şeyler düşü­nün.
* Tüm yaşam sorunlarınızı çözmeye çalışmayın, değiştiremeyeceğiniz durumları kabullenin.
* Stresli bir durumla karşılaştığınızda içinizden 10′a kadar sayın, yavaş ve derin derin nefes alın (Bu işlem kalbinizin hızını yavaşlatarak hem kalbin yü­künü azaltır hem de sizin gevşemenizi sağlar).
* Sigara ve alkol gibi maddeleri stres atmak ya da rahatlamak için kullanmayın, bunlar sizin yakınma­larınızın daha da artmasına neden olur.
* Düzenli hareket yapın. Hareketler sizi zorlama­yan, zevk alacağınız hareketler olmalıdır (yürüyüş, bisiklete binme, yüzme vb.).
* Uyku öncesi hareket yapmamaya özen gösterin.
* Uyumak için yattığınızda güzel şeyler düşünme­ye çalışın.

Size uygun hareketin tipini ve yoğunluğunu doktor ve hemşirenize danışın.
* Günlük işlerinizi planlayın,
* Hayır demeyi öğrenin,
* Herkesin sorununu çözmeye çalışmayın,
* Kendinize zaman ayırın,
* Kalp hastalığı olan diğer kişilerle görüşün, sos­yal aktivitelere katılın. Paylaşmak sizi mutlu ede­cektir.

Tüm bunlara rağmen stresle baş etmekte zorlanıyorsanız mutlaka doktor ve hemşirenizden yardım isteyin.

kalp yetersizligi nasil tedavi edilir ?

Kalp yetersizliği kontrolünde üç önemli hedef vardır. Bunlar;
* İlaç kullanarak kalbin pompa gücünü artırmak,
* İlaç ve beslenme ile vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlamak,
* Kalbin yükünü azaltmaktır.

Aynı zamanda bazı faktörler kalp yetersizliği­nin ciddiyetini ve şiddetini artırabilir. Bunlar;
* Ciddi kansızlık, yüksek ateş,
* Akciğer enfeksiyonları,
* Kalbin hızlı çarpması,
* Fazla tuz alımı,
* Fazla miktarda sıvı alımı,
* Şişmanlık,
* Aşırı yorgunluk, aşırı stres ve gerginlik,
* Değişik nedenlerle kalbin yavaş çalışmasıdır.

İLAÇ TEDAVİSİ
Kullanacağınız ilaçlarla ilgili neleri bilmelisiniz ?
* İlacın adı, niçin kullanıldığı?
* Bir tablet ya da kapsülün kaç miligram olduğu?
* Günde kaç kez ve nasıl kullanılacağı?
* Nerede saklanması gerektiği?
* İlaçların yan etkileri var mı? Varsa bunlar nelerdir?
* Bu ilaçları alırken kaçınmanız gereken yiyecek, içecek ya da diğer ilaçlar var mı?
* İlaçla ilgili özel bir talimat var mı? (yemek­ten önce ya da sonra belirli saatler veya saat ara­lıkları).
* Kullanmamanız gereken ilaçlar var mı? (öksürük ilacı, ağrı kesici, mide ilaçları vb.).

İlaç kullanmaya başladığınızda özellikle baş­langıçta verilen ilaç miktarı size fazla gelebilir. Ancak unutmayınız ki her ilacın farklı etkileri vardır ve her biri farklı şikayetlerin tedavisinde etkilidir.

Unutmamanız gereken diğer bir konu düzenli ilaç kullandığınızda kalp yetersizliği ile il­gili yakınmalarınız azalacak, yaşam kaliteniz artacaktır. Tedaviye tam olarak uymazsanız hasta­lığınız daha ağırlaşabilir ve tedaviniz olanaksız hale gelebilir.

İlaç kullanmanızı hatırlatacak bazı stratejiler geliştirebilirsiniz
Örneğin ilacınızın adını, dozunu, günde kaç kez alınacağını ve saatlerini gösteren bir tablo ha­zırlayabilirsiniz ve bir kopyasını cebinizde taşıyıp, bir kopyasını da evinizde her zaman görebi­leceğiniz bir yere asabilirsiniz.

Bunların dışında dikkat etmeniz gereken noktalar
* İlaçlarınızı her zaman orijinal kutularında saklayınız,
* Yeni bir ilaç kullanmak zorunda kalırsanız bunu mutlaka doktorunuza danışınız,
* Kendi kendinize ilaç almaya ara vermeyiniz, ilaçlarınızı kesmeyiniz,
* İlaç almayı unuttuğunuzda asla iki dozu birden almayınız,
* İlaçlarınızı kullandığınız süre içinde yan et­kileri ortaya çıkarsa mutlaka doktorunuza-hem-şirenize bildiriniz,
* Doktor önerileri dışında kendi kendinize asla herhangi bir ilaç (bitkisel olsa bile) kullanmayınız.

Genel öneriler ve ilaçlarla ilgili uyarılar
Kalp yetersizliği tanısı konduktan sonra hastalığınızın tedavisi ve kontrolü için…
* Kendinizdeki değişimleri siz önemli görme­seniz bile kısa notlar halinde kaydedin,
* Düzenli olarak doktor kontrollerinize gidin,
* Doktor ve hemşire önerilerine uyun,
* İlaçlarınızı öneriler doğrultusunda kullanın,
* Nefes darlığı, çarpıntı, ayaklarda şişlik gibi yeni ortaya çıkan bir durum VARSA!
Durumunuzdaki herhangi bir değişikliği hemen doktorunuza bildirin.

Özet olarak
* Düzenli kilo kontrolü yapın,
* Yemek alışkanlıklarınızı gözden ge­çirin,
* Sigara ve benzeri tütün maddelerini (pipo, puro, nargile) asla kullanmayın,
* Alkol kullanmayın,
* Eğer doktorunuz önermişse günlük olarak aldığınız ve çıkardığınız sıvı mik­tarını düzenli olarak kaydedin,
* Strese yönelik önerileri dikkate alın.

Op. Dr. Yakup Avsar ( Estetik Plastik Cerrahi Uzmani )

Este Sağlık Hizmet Listesi:

Hydropeel cihazı ile peeling, bakım ve antiaging (Suyla gelen mucize gençlik; hızlı acısız ameliyatsız cilt yenileme)
Estetik olarak kişiye özel profesyonel cilt ve analiz bakımı
Bölgesel zayıflama tedavisi ( Diyetisyen gözetiminde )
Selülit tedavisi, lipoliz, mezoterapi, karboksiterapi, vakumterapi (Ultrasonografi cihaz uygulamaları ile)

Estetik Cerrahi Uygulamalar:
Burun Estetiği : Gelişmiş burun estetiği , Burun ucu estetiği , Nefes darlığı giderilmesi ve estetik , Estetik Revizyon
Göğüs Estetiği : Estetik Göğüs büyütme , Estetik Göğüs küçültme , Estetik Göğüs dikleştirme , Göğüs Asimetrisi , Jinekomasti
Yüz Estetiği : Kepçe Kulak estetiği , Göz kapağı estetiği , Yüz germe , Boyun germe , Estetik Kaş kaldırma
Vücut Estetiği : Estetik Kol germe , Estetik Karın germe , Popo kaldırma , Genital Bölge estetiği , Bacak şekillendirme , Yağ aldırma Estetiği

Dermatolojik Uygulamalar
Lazer epilasyon ( Alexandrite, Nd-YAG sistemleri ile)
Lazer ile varis, telanjiktezi (Kılcal damar tedavisi )
Lazer ile rciltejuvenation ( Cilt Gençleştirme )
Lazer ile sivilce, leke tedavisi
Botox ile kırışıklık tedavisi
Botox ile aşırı terleme tedavisi
Dolgu maddesi enjeksiyonları
Kimyasal peeling


Levent Cad. Üstzeren sk. Villa:7 No:7 1.Levent/IstanbulTelefon: 0212 270 09 93 - 0212 270 28 33 pbx
Fax: 0212 270 08 93

Estetik Plastik Cerrahi Op.Dr.Teoman Dogan

Doktor: Op. Dr. Teoman Doğan ( Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı )

Estetik Cerrahi hızla gelişiyor. Uygulanan bazı operasyonlar : Burun estetiği , Göğüs estetiği , Meme estetiği , Kepçe kulak , Karın germe
Özellikle son 10 senede bir çok yenilik oldu ve artık eskiden hayal bile edilemeyen şeyleri yapmak mümkün. Gelişim baş gösterdiği dallar arasında Jinekomasti ,Göğüs büyütme ,Yağ aldırma ,Estetik burun estetik cerrahisi çok hızlı gelişen çok dinamik bir alan.

Ben www.teomandogan.com hazırlarken bir estetik cerrah olarak yaptığım işe bakış açımı yansıtmaya çalıştım. Amacım sizin dışarıdan göremeyeceğiniz bazı ayrıntıları gösterebilmek. Bu konularda yazdıklarım sadece benim bakış açımı yansıtıyor ve bildiğim ne varsa en açık şekilde anlatmaya çalıştım. Eksik bulduğunuz, sormak istediğiniz herşeyi bize yazabilirsiniz. Ben ve ekibim gelen bütün soruları yanıtlamaya çalışıyoruz.

Plastik cerrah ide her doktorun farklı yaklaşımları olmasının çok normal olduğunu, özellikle bu konularda Estetik burun , Migren , Estetik ameliyatlar , Burun estetiği , Göğüs estetiği , Estetik bir başkasının benim tavsiyelerimin tam tersini söyleyebileceğini de bilmenizi isterim. Bu doğrularla yanlışlar arasında çok net sınırların olmadığı, daha çok kişisel yaklaşımların ön planda olduğu bir tıp dalı.

Sitemde Estetik fiyat ,Estetik görüntüler ,Estetik resimleri ,Estetik video , öncesi sonrası hasta resimleri ve ameliyatlar ile ilgili fiyatlar yok. Bu hem yasal bir zorunluluk hem de böyle olması daha iyi diye düşünüyorum. Bunların dışında estetik ile ilgili benim bildiğim, inandığım herşey var. Ayrıca sitemizde İngilizce Plastic Surgery ve Almanca Die Schönheitsoperation bilgilerde bulunmaktadır.

Op.Dr.Teoman Doğan

Adres : PS.Clinic İş Kuleleri Kule 2 Kat 9 4. Levent 80620 / İSTANBUL

Telefon : 0 (212) 284 55 44

Estetik hakkinda merak edilenler

Estetik cerrahi siteleri:
Estetik
Estetik

Burun Estetiği
Estetik

Yeni Olmuş Yara ve Yanık, Dövme v.s İzler Hemen Müdahale Edilmeli mi?
Bazı izler vardır ki, olgunlaşmasını beklemeden müdahale edilerek tedavi
edilmeye başlanırken, eskiden oluşmuş olan izlerde de tedavi türü değişerek iz
daha belirsiz hale getirilmeye çalışılır. Ancak bazı izler vardır ki onlara hiç
dokunmamak daha olabilir, bu da uzman hekimin muaynesi ile kesinleşir. Dövmenin
yok edilmesinde çeşitli yöntemler vardır ki, uygun hastada en iyi yöntem ise
uygun lazerle istenildiğinde silmektir.

Estetik
Ameliyatlar Her Yerde Yapılabilir mi ?
Estetik
operasyonlar sağlık bakanlığının onay vermiş olduğu merkezlerde ve estetik plastik cerrahi uzmanı olarak eğitim almış sağlık bakanlığı tarafından diploması
onaylanmış hekimler tarafından yapılmalıdır.

Ameliyat Ne Kadar Sürede İyileşilir?
Estetik
operasyonlarda iyileşme süreci, yapılan estetik ameliyat türüne göre değişmekle birlikte en ağır ameliyat türlerinde dahi ameliyat sonrası yaklaşık 6-8 saat sonra hastayı mobilize eder (yatağından kaldırır), bir kaç günde hastaneden çıkarabileceğimiz duruma getiririz. Günlük aktiviteleri yaklaşık bir yada iki haftada tamamen normale dönerken, bazı özel aktivitelerine belli bir sure kısıtlama getirilir.

Oluşturulacak Şekli Önceden Görebilir miyim?
Estetik operasyonda hedef, beklentilerin gerçekçi olmasıdır. Hastanın istekleri ve hekimin tecrübeleriyle bazı operasyonlar öncesi hasta fotografları üzerinde tasarımlar yapılarak ameliyat sonrası oluşabilecek şekil hastaya gösterilebilir. Hekimin eski hastalarına ait fotograf arşivindende benzer vakaları görme şansınız ameliyat öncesi fakir edinmenizi sağlamış olur.

Silikon Emzirmeye Engel mi?
Emzirmeyi planlayan genç kadında protezi genelde koltuk altından yerleştiririz. Meme ucundan yada meme altından girilmediği için memeye hiç dokunulmamış olması, silikonun göğüs kası arkasına meme dokusuyla hiç temas etmeden kalması süt kanallarına zarar vermez. Meme ucundan ve meme altından yerleştirilen protez kısmende olsa süt kanallarını etkileyebilir ve çok düşük bir oranda süt vermede olumsuzluk yaşatabilir.

Silikon Kanser Yapar mı?
Silikonlar vücüda zararı olmayan ve vücutla etkileşime girmeyen maddeden yapılmıştır.
Günümüzdeki silikonların FDA onaylı oluşu ve yapılan bilimsel çalışmalardaki sonuçlar böyle bir olasılığın olmadığını göstermektedir. Memeye konan protez meme kanserinden korumada önemli olan belirli zamanlardaki kontrollerin zamanında yapılmasında kişiyi teşvik eder ve oluşabilecek olumsuzlukların erken
dönemde tespitini sağlar.

Karın Germe Estetik
Operasyonundan Sonra Doğum Yapılabilinir mi?
Abdominoplasti denilen estetik
karın germe operasyonlarında ideal olan, kişinin doğumlarını tamamladıktan sonra işlemin yapılmasıdır.
Estetik ameliyat sonrası yaklaşık iki yıl sonra estetik ameliyat alanı tam olarak iyileşmesini tamamlası nedeniyle hamile kalmada ve çocuk doğurmada bu süreden sonra bir problem olmaz.

Sigara İçilmesinin Estetik Operasyona Etkisi Var mı?
Sigaranın olumsuz etkileriniestetik
operasyonlarda da görmekteyiz. Sigaranın dokularda kanlanmayı azaltarak iyileşmeyi geciktirmesi ,uzun sürecek operasyonlarda anestezi risklerini arttırması nedeniyle ameliyattan belli bir süre once bırakılması ve ameliyat sonrası belli bir sure kullanılmaması tercih edilir.

Sağlık Sigortaları Estetik
Operasyonları Karşılar mı?
Hiç bir özel ve resmi sigorta şirketi estetik
operasyonlar için ödeme yapmaz.
Estetik operasyonumun sonucunun mükemmel olması için ne yapabilirim?
Mükemmel sonuç için, öncelikle estetik operasyondan ne beklediğiniz ve gerçekçi olmanız gerekir.
Estetik ameliyatınızı yapacak hekimi iyi seçmiş olmanız, ameliyat yöntemi ve risklerini bilmeniz ve ameliyatınızın yapılacağı sağlık kurumunun kalitesinden emin olmanız da bir sonraki aşamadır. Sonrasındaestetik ameliyat öncesi ve sonrası size yapılan önerilere uymanız da mükemmel sonuca ulaşmanızı sağlayacaktır.
Mükemmel sonuca, ne istediğini bilen uyumlu bir hasta ve ne yapacağını bilen bilimsel ve etik kurallara saygılı bir hekimle ulaşılır.
Estetik ameliyat amaliyeti neye göre belirleniyor?

Estetik operasyonlarda fiyatı, olacağınız ameliyatın türü, kullanılacak malzemenin kalitesi, hastane ve doktor masrafları toplam olarak belirler.

Estetik ameliyat riskleri Nelerdir?

Estetik operasyonlarda amaç ,kişiye rahatsızlık veren etkenlerden uzaklaştırıp daha mutlu hale getirebilmektir. Ancak her ameliyat gibi estetik operasyonlarında bir riski vardır ki bu operasyonlar da amaç daha güzele ulaşmak
olduğu için de estetik

operasyon risklerini en aza indirmek hedeftir. İlk riski hastaya verilecek anestezi türü belirler. Bu amaçla, öncelikle hastamızın genel durumu incelenerek ardından verilecek anestezi türü belirlenmiş olarak yapılacak özel testlerle bu riskler en aza indirilmiş olur.
Estetik ameliyatın kendisinde ve sonrasında oluşabilecek bazı risklerde cerrahiye bağlı ve iyileşme sürecine bağlı olarak değişebilmektedir. Yapılacak cerrahi işlemin türü, yaklaşık süresi, iyileşme süreci ve riskler ameliyat öncesi ayrıntılı olarak hastaya ayrıntılı olarak anlatılmalıdır.

Estetik
Ameliyatlar Ağrılı mıdır?
Estetik operasyonda yapılacak anestezi türüne göre, hasta da işlem sırasında hiç ağrı olmaz. Estetik operasyonun türüne bağlı olarak ve kişinin ağrıyı algılamasına göre operasyon sonrası ağrı duygusu kişiden kişiye değişir. Ancak günümüzde hedef hastalarımıza en konforlu hizmeti sunmak olduğu için, gelişmiş cerrahi yöntem ve aletler, ameliyat sonrasıda verilen ilaçlarla ağrı en aza indirilmiş olur.

Estetik ameliyat İzi
Kalır mı?
Cerrahi olarak yapılan her işlemde mutlaka iz vardır.
Estetik cerrahide de hedef bu izi en az a indirmek ve saklamaktır. Günümüzde gelişen cerrahi yöntemler ve kullanılan malzemeler izi en aza indirgemektedir.

Benleri Aldırmak Kanser Yapar mı?
Benler iyi huylu ve kötü huylu olarak ikiye ayrılabilir. Uzman hekimin muayenesi ve kişinin verdiği bilgilerle iyi huylu olarak düşünülen benler belirli aralıklarla takip edilir. Şüpheli olarak düşünülen ya da kötü huylu olduğu bilinen benlerin hemen cerrahi olarak çıkartılması ve patoloji tahlillerinin yapılması kişiyi sonradan oluşacak problemlerden korur.

Hipertansiyon, Şeker, Kalp Hastalıkları
Estetik
Operasyona Engel mi?

Bu tür hayatı riskleri olan hastalıklarda estetik operasyonlar, ancak hastalık kontrol altında olursa ve ameliyat
sırasında-sonrasında yeterli teknik donanım ve tecrübeli ekip varsa yapılmalıdır.

Vejeteryanlik ve vejeteryan diyeti

Vejeteryan diyetlerin çoğu dikkatli düzenlendiği takdirde besin ögeleri yönünden yeterlidir. Özellikle vejeteryan diyet az da olsa bazı hayvansal besinleri içeriyorsa tüm besin ögelerini bu diyetle karşılamak mümkündür. Süt, peynir ve veya yumurta yiyen vejeteryanlarda hiç hayvansal besin yemeyenlere oranla besin ögesi yetersizliklerine çok az rastlanır. Ancak veganlar, fruvitaryanlar ve Zen makrobiyotik diyet uygulayanlar protein, riboflavin, B12 vitamini, demir, kalsiyum ve çinkoyu yeterince alamayabilirler.

B12 vitamini yetersizliği yönünden riskli gruplardan biridir. Bu risk özellikle hayvansal besinleri hiç tüketmeyen veganlar için önem taşımaktadır. Laktovejeteryanlar süt ve türevlerinden, laktoovovejeteryanlar da bunlara ek olarak yumurtadan yeterli B12 vitamini almaktadırlar. Veganlarda genellikle serum total B12 vitamini düzeyleri bir miktar düşük olmasına karşın beklenenin aksine klinik ve biyokimyasal yetersizlik belirtilerine sık rastlanmaz. Bunun nedenlerinden biri gelişmiş ülkelerdeki veganların düzenli olarak vitamin B12 içeren multivitamin ilaçlarının kullanmalarıdır. Az gelişmiş ülkelerde ise diyete kontamine olan bakteriler B12 vitamini sentezleyerek alıma katkıda bulunmaktadırlar. Ayrıca vejeteryanlarda B12 vitamininin enterohepatik dolaşımının daha etkin olduğu, ince barsaklara safrayla ve besinlerden bakteri kontaminasyonu ile gelen vitaminin geri emiliminin % 100 e kadar ulaştığı bildirilmektedir. Böylelikle yetersizliğin başlaması 20-30 yıla kadar uzamaktadır.

Vejeteryanlarda yetersizliği kolaylaştırabilecek en önemli faktör mide veya pankreas bozukluklarıdır. Bu durumda yetersizlik 1-3 yıl gibi daha kısa sürede ortaya çıkabilir. Vejeteryan annelerin bebeklerinde B12 vitamini yetersizliği görülebilir. Annenin sütündeki vitamin miktarı da oldukça düşüktür. Bebekler ilk 4 ay normal iken daha sonra uyuşukluk, hareketsizlik gibi yetersizlik belirtileri göstermeye başlarlar. Gelişme geriliği görülebilir. Anneye kobalamin verilmesi, sütün vitamin içeriğini de arttırır. Bebeğe verilen kobalamin düzelme sağlar. Vejeteryan yetişkin ve çocuklarda dengeli bir diyet tüketildiği takdirde demir depoları bir miktar düşük olmasına karşın aşikar anemi omnivorlardan (hem hayvansal hem bitkisel yiyenlerden) farklılık göstermemektedir. Ancak Kanada’ya göç etmiş laktoovovejeteryanlarda demir yetersizliği anemisi rapor edilmiştir. Bunda mayalandırılmamış tam buğday unundan yapılmış çapati, taninden zengin baharat ve çayların çok tüketilmesinin rolü olduğu belirtilmiştir. Vejeteryanlarda hem olmayan demirin emilimini arttıran C vitamini kaynaklarının her öğünde ve yeterince alınması, emilimi azaltan çay kahve vb içeceklerin aralarda tüketilmesi ve çok fazla içilmemesi, gebelikte ihtiyacın artması ve zayıflama diyetlerinde diyetle alınabilen miktarın düşük olması nedeniyle demir preparatlarının kullanılması, demir emilimini bozan antiasit gibi ilaçların kullanımına dikkat edilmesi durumunda aynen omnivorlarda olduğu gibi demir yetersizliği anemisinden korunmak mümkün olmaktadır.